Lex'in pembe filler görmesini sağlayacak bir sürü ilaç var. | Open Subtitles | هناك الكثير من المخدرات التي تجعل ليكس يرى فيل وردي |
Hastalandım çünkü... çünkü aşırı dozda ilaç kullanıyordum. | Open Subtitles | أصبحتمريضا.. لأني أخذت جرعات زائدة لكل المخدرات التي كنت أتعاطاها |
- Asıl ilginç olan Dr. King' e yazdığın küçük ilaç kokteyli. | Open Subtitles | هو مزيج المخدرات التي وصفتها للدكتوره كينغ أوه. |
Bahsettiğiniz uyuşturucu sorununa gelirsek evet, gümrük kapılarındalar ama ayrıca sahillerimizden geliyorlar. | TED | وأما فيما يتعلق بقضية المخدرات التي تتحدثين عنها؛ نعم، فهي تدخل من موانئنا؛ لكنها أيضًا تدخل عبر سواحلنا، |
Biri Squares'e uyuşturucu verdi. Belki sendin. | Open Subtitles | أحد ما أعطى سكويرز المخدرات التي قتلتة,ربما كان أنت |
Kız arkadaşına verdiği uyuşturucular, dikenli tellere takılarak ölmesine neden oldu. | Open Subtitles | المخدرات التي أعطاها لصديقته جعلتها تؤدي بحياتها إلى الموت على سلك شائك |
Bay Klandis aldığın o uyuşturucular ile ilgili sorular sordu. | Open Subtitles | مستر كلانديس سألك عن كل المخدرات التي تتعاطاها |
Karaborsa dükkanları işlettim, çok yüksek faiz oranlarında borç para verdim ve hapishaneye kaçak getirilen uyuşturucuları sattım. | TED | أدرت متاجر للسوق السوداء، كُنت أتعامل بالربا، وأبيع المخدرات التي أُهربها بطريقة غير شرعية إلى داخل السجن. |
Görünüşe göre sınır şebekesinden aldıkları uyuşturucuları da satıyorlarmış. | Open Subtitles | على ما يبدو، كانوا يبيعون أيضاً المخدّرات لعصابات المخدرات التي على الحدود |
Ne tür bir ilaç verdin? Roofies mi? | Open Subtitles | مانوع المخدرات التي كانت تتعاطاه روفيز ؟ |
-Rehabilitasyonda ne kadar ilaç var, inanamazsın. | Open Subtitles | تستغرب كمية المخدرات التي يمكن أن تجدها في مركز إعادة تأهيل |
Jess, senin için kaygılıyım. İlaç kullanman hiç hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | (أنا قلقة عليكِ (جيس لا أحب كل هذه المخدرات التي تتعاطيها |
- Bu ilaç seni Coggins ile olduğunu zamanlara döndürüyor. | Open Subtitles | في تجارة المخدرات (التي كنت تروج لها مع (كوغينز |
Tüm paramı uyuşturucu dağıtım işimize yatırmıştım. | Open Subtitles | كا مالي مربوط بمغامرة المخدرات التي نفعلها كان عندي ثمانية دولارات فقط. |
Arabada saklanan uyuşturucu hakkında doğru gelmeyen şeyler var. | Open Subtitles | ثمة أمر لا أصدقه بشأن المخدرات التي عثر عليها بالسيارة |
Çaldığınız uyuşturucular ve onları sizden çalan adam burada. | Open Subtitles | المخدرات التي سرقتها والرجل الذي سرقها منك موجود هنا |
Quahog'a giden bütün o uyuşturucular bizden gidiyor. | Open Subtitles | كل تلك المخدرات التي تفيض إلى كوهاغ هي منا |
812, 315, 1401 no'lu odaların uyuşturucuları. | Open Subtitles | المخدرات التي كنت ستركينها للغرف 812 و 315 و 1401 |
Çantamda taşıdığı uyuşturucuları bırakıp kaçtı. | Open Subtitles | لقد قام بوضع المخدرات التي كان يحملها في حقيبتي. |