Öte yandan, Erich Von Stroheim gibi bazı büyük yönetmenler tam tersiydi. | TED | من ناحيةٍ أخرى، كان بعض المخرجين العظماء كإريك فون ستروهايم، عكس ذلك. |
Aslında, hayatımdaki hiç kimse kız olduğumu bilmiyordu; ne okuldaki öğretmenlerim, ne arkadaşlarım, ne birlikte çalıştığım yönetmenler... | TED | في الحقيقة، لم يعرف أحد في حياتي أني كنت بنتا ولا حتى معلميني ولا أصدقائي ولا المخرجين الذين عملت معهم. |
Ben genç bir sekreterken, bütün büyük yönetmen ve yapımcılar çok yaşlı görünürlerdi. | Open Subtitles | حين كنت سكرتيرة شابة كل المخرجين والمنتجين كانوا كباراً جداً |
Neden Christine Jorgensen'in hikayesi için en nitelikli yönetmen sensin? | Open Subtitles | لماذا أنت أنسب المخرجين لقصة كريستين جورغينسن؟ |
Siz ikiniz asmakattaki iki çıkışı alın. | Open Subtitles | كلاكما تولو ا المخرجين في الطابق الثانوي |
Kaç tane yönetmenin beni kullandığını biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف كم عدد المخرجين الذين استغلوني وكذبوا علي؟ |
Öyle müşfik biriydiniz ki çalıştığım diğer yönetmenlere hiç benzemiyordunuz. | Open Subtitles | لقد كنت رجل لطيف ليس مثل المخرجين الأخرين الذين عملت معهم |
sanat yönetmenleri kulübünün bir diğer parçası uzun gölgelerin yer aldığı "Anna Rees" dir. | TED | والقطعة الاخرى .. لنادي المخرجين الفنيين انها آنا ريز تقدم ظلالا طويلة |
Jason hafta boyu yönetmenlerle konuştu. | Open Subtitles | جيسن يتكلّم مع المخرجين طوال الإسبوع. |
Zamanımızın en büyük yönetmenlerinden birisin. | Open Subtitles | أنت أحد أكثر المخرجين عظمة في عصرنا |
Bu sanayinin içindeki onlarca kişiyle röportaj yaptık ve onlara yönetmenler hakkında soru sorduk. | TED | أجرينا مقابلات مع العشرات من العاملين في الصناعة وسألناهم عن المخرجين. |
Charlie Baker, İtalyan yönetmenler Birliği'nde Federico Fabrizi diye biri olmadığını söyledi. | Open Subtitles | تشارلي بيكر قال أنه لا يوجد مخرج بهذا الإسم في دليل المخرجين الإيطاليين |
yönetmenler dergisine tam sayfa ilan verip bunu bildir. | Open Subtitles | حسنا, عليكي أن تضعي أعلانا كبيرا في مجلة نقابة المخرجين |
Oldukça da sosyal biridir. Bazı üst düzey yönetmenler, stüdyo sahipleri ile golf falan oynar. | Open Subtitles | هو يلعب الجولف مع بعض المخرجين الكبار ويعض مسؤولي الاستديوهات ايضاً |
- Evet. Kaç tane yönetmen oyuncusunu korumak için bu kadar zahmete katlanır ki? | Open Subtitles | نعم كم عدد المخرجين الذين يمكنهم تحمل كل هذا الكم من المشاكل من اجل حماية ممثليهم ؟ |
Elimde, ayrılmakla tehdit eden A sınıfı bir yönetmen var. - Bu konuda üzgünüm. | Open Subtitles | والأن لدى قائمة من المخرجين , يحاولون الرحيل |
Bilmelisin ki, Julian'ın yönetmen konusunda kesin bir görüşü vardı, ...tıpkı diğer her şeyde olduğu gibi, ...o ve ben tamamen farklı düşünürüz. | Open Subtitles | يجب , أن تعلم أن جوليان لدية اختيارات غريبة بشأن المخرجين وكل شىء أخر أنا وهو لدينا , أشياء مختلفة |
İçeri doluştuklarında adamlarım iki çıkışı da tutacak. | Open Subtitles | بمجرد أن يتحصنوا بالداخل ... رجالي سيحاصرون كلا المخرجين |
Evet, Los Angeles'daki çılgın yönetmenin teki filmi bu şekilde bitirmek istiyordu. | Open Subtitles | هذا ما كان يريدة احد المخرجين المجانين فى نهاية الفيلم |
Seni kabul etmediğimden mi çektiğim bütün dizi ve filmlerde senin de olman için yönetmenlere yalvardım? | Open Subtitles | هل تعتقدين أني كنت أطلب من المخرجين والمديرين لأن تشاركي بكل دراما أمثل بها، إن كنت أشعر بالغيرة منك؟ |
Bunu tüm film yönetmenleri bilir, ama sen bilmiyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | جميع المخرجين يعرفون هذا. وماذا عنك؟ هذا مستحيل |
Tüm büyük Avrupalı ve Amerikalı yönetmenlerle çalıştım ama daima Bay Q ile hatırlanacağım. | Open Subtitles | لقد عملت مع الكثير من المخرجين الامريكيين والاوربيين العظماء ولكن سيتذكرني الجمهور للابد "بـ "السيد كيو |
Anno, Miyazaki'nin Nausica'sındaki Dev Savaşçı'yı çizdi ondan sonra Japonya'nın en önde gelen yönetmenlerinden biri haline geldi. | Open Subtitles | (أنو) هو من رسم المحاربون العمالقة في فيلم (ميازيكي) "ناوسيكا" ثم أصبح بعد ذلك أحد أبرز المخرجين في اليابان |
Ayrıca, bu yönetmenlerin sahip olduğu bazı görüşsel sınırlamaları en aza indirir ve film çekimi sırasında orada olmayan bir şeyi orada gibi gösterebilir. | TED | كما يقلل من القيود المفروضة على المخرجين من ناحية العرض فيستطيعون الإدعاء بوجود شيء ما لم يكن موجودًا أثناء التصوير. |