Konu gerçekten bu genç kızların kendilerini hiç güçlü hissetmemeleri ile ilgili. | Open Subtitles | أعني , بماذا يتعلق كل هذا المراهقات يفكرن كأنهن لا يمكلن القوة |
Bu isimleri söz konusu tarihlerde ölen genç kızlarla karşılaştıracağız. | Open Subtitles | سنستعملها لمطابقتها مع الفتيات المراهقات اللواتي متن في التواريخ المذكورة |
Evimi genç hamile annelere bir barınak olarak açtım çünkü biliyorsunuz, bunun sahip oldukları tek şansları olduğunu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | لقد فتحت منزلي كملجأ للفتيات المراهقات الحوامل، لأنني كما ترون،لقد فهمت بأن هذه قد تكون الفرصة الوحيدة التي يملكونها. |
İç ve dış dudakların düzeltilmesi anlamına gelen labioplasti, ergen kızlar arasında en hızlı büyüyen estetik ameliyatı. | TED | شفاه الفرج هو تهذيب شكل الشفرين الداخلين والخارجين، وهو الأسرع نموًا للعمليات التجميلية بين الفتيات المراهقات. |
genç kızlar hakkında bir şey bilmiyorsun. | Open Subtitles | ولا تعرف شيئاً عن العالم الرائع للفتيات المراهقات. |
Ama Clearview Lisesi'nde genç anneler için iyi bir program var. | Open Subtitles | لكنهم أخبروني بأن لديهم برنامج جيد في كليرفيو شيء ما مثل: الأمهات المراهقات |
Gangısterrap'i, kahve ve genç kızlarla flört ederek. | Open Subtitles | مع حرسه الخاص حيث رقصة الراب ، والقهودة ، والفتيات المراهقات |
Neden görünüşlerine en çok önem verdikleri zamanlarda genç kızlara diş teli takarlar? | Open Subtitles | لماذا دائما يضعون المثبتات على المراهقات في اللحظة التي يكون فيه الفتيات أكثر حساسية حول مظهرهم ؟ |
genç kızları anlamak zor. Sana mı kızgınlar, yoksa hep mi kızgınlar belli olmuyor. | Open Subtitles | من الصعب فهم هؤلاء المراهقات هل هم غاضبون منكِ ام هم مجرد غاضبون |
Birçok genç, Internet'teki şiirlerinde kaygılarını anlatıyor. | Open Subtitles | أقصد , الكثير من المراهقات تنشر بعض من الشعر المقلق علي الانترنت |
Üzgünüm, genç kızların sigara içmemesi gerekir. | Open Subtitles | عذراً على التدخل لكن أعتقد أن المراهقات لا يجب أن يدخنوا |
Senin işin genç kızlarla çalışmak, onları rahatlatmak ki böylece sana, bütün sırlarını açıklayacak kadar güvensinler. | Open Subtitles | ما تفعله يريح المراهقات يطمئنهم لذلك يستطيعو ائتمانك على اسرارهم |
genç kızların yapması gerekenler hakkındaki düşüncelerini gördük, yani sakın başlama bile. | Open Subtitles | لقد عرفت تفكيرك عن ما يجب ان تفعله المراهقات لذلك لا تبداء فى ذلك ابداً |
Ya da genç bir kızla nasıl baş edeceğini bilmemek olabilir. | Open Subtitles | أو اكتشاف أن ليس لديك فكرة عن كيّفيّة التعامل مع الفتيات المراهقات |
genç kızlar hakkında bu kadar şey biliyor olmana rağmen sana tepki vermemiş olması biraz tuhaf. | Open Subtitles | يبدو غريباً أنّها لم تستجب إليك لأنك تعرف كفاية حول الفتيات المراهقات |
Gangısterrap'i, kahve ve genç kızlarla flört ederek. | Open Subtitles | حيث رقصة الراب ، والقهودة ، والفتيات المراهقات |
14 ila 17 yaş arası ergen kızların yarısından daha azının hiç mastürbasyon yapmamış olmaları şaşırtıcı değil. | TED | لا عجب أن أقل من نصف الفتيات المراهقات بين عمر 14 إلى 17 لم يمارسن الإستمناء على الإطلاق. |
ergen kızlar âşık olduklarında öyle bakar çünkü. | Open Subtitles | نعم يا صاح ، تلك رؤية الفتيات المراهقات عندما يقعن بالحب |
Bir sürü ergen ile konuşuyorum. | Open Subtitles | أنا أتعامل مع الكثير من المراهقات وهنّ يشعرنْ براحة كبيرة معي |
Aslında çimleri biçmek kızımın işi... ama gençleri bilirsin. Evet. | Open Subtitles | لقد كانت مسؤولية ابنتي العناية به ولكنك تعرف المراهقات |
Ve ben de 100 yıl önce bu akşam seksi gençlerin öldürüldüğü gölde anadan üryan yüzmeye gidiyorum. | Open Subtitles | وأنا سأذهب للسباحة عارياً في تلك البحيرة مع المراهقات المثيرات اللاتي قتلن منذ 100عام في نفس تاريخ الليلة |
Bağımlılarla gölün karşısındaki hamile ergenlerle kapışacağız. | Open Subtitles | المدمنون سياخذون المراهقات الحوامل خلال البحيره |
Ve eğer bu bebeği doğurmak istiyorsan, seninle doğum eğitimlerine gelirim. | Open Subtitles | وإذا مارغبتِ بالإحتفاظ بالصغير, سأذهب معك لصفّ الأمّهات المراهقات. |