Bu nedenle, çiftçiler dayanıklı gen taşıyan pirinç çeşitleri ekiyor. | TED | لهذا السبب المزارعون يزرعون أصنافا من الأرز تحمل مورثات مُقاومة. |
Bunu yapabilmek için, çiftçiler toprağa daha fazla kimyasal koyuyor. | TED | الآن، لفعل ذلك، يضع المزارعون الكيماويات أكثر فأكثر في الأرض. |
Bu girişimciler, Kenya'da son 30 yılda gelişen tarım sektöründeki iniş-çıkışları yaşamış tecrübeli çiftçiler. | TED | هؤلاء المزارعون القدامى قد مروا بكل صعود وهبوط الزراعة في كينيا خلال ال 30 سنة الماضية. |
Bu sarı renkli koruyucu kıyafetli çiftçilerin bir bildikleri olsa gerek. | Open Subtitles | هؤلاء المزارعون اللذين يرتدون الثياب الصفراء الواقية ربما هي فكرة جيدة |
Siyonistlerin yüzyillardir bu topraklari ekmis Arap ve Filistinli çiftçi komsulari vardi. | Open Subtitles | كان للصهاينة جيراناً ، وهم المزارعون العرب الفلسطينيّون الذين كانوا يعمل فى الأرض لقرون |
dedi. çiftçiler darıdan aldıkları verimin 3-4 katını alıyorlar. | TED | يحصل المزارعون على ثلاثة إلى أربعة أضعاف غلة الذرة. |
Saminu gibi genç çiftçiler tarım ürünleri almak, çalışmalarının karşılığını almak, başarılı olmak için nakit para almak zorunda değil. | TED | المزارعون الشباب أمثال سامينو لا يملكون أموالاً لشراء المنتجات الزراعية بما يتوافق مع عملهم الشاق ليكونوا ناجحين. |
Geçen sezon, çiftçiler büyük oranda ilaç kullanımlarını azalttıklarını, neredeyse hiç kullanmadıklarını belirtti. | TED | الموسم الماضي، أَبلَغَ المزارعون بأنهم أصبحوا قادرين على تخفيض استخدام المبيدات بنسبة هائلة، تقريباً إلى الصفر. |
çiftçiler daha üretken oldukça, yoksulların yarısından fazlası daha çok para kazanır ve fakirlikten uzaklaşırlar. | TED | عندما ينتج المزارعون أكثر، اصبح نصف العالم فقير. |
Hizmetimizi ulaştırdığımız her yerde, çiftçiler bu araçları fakirlikten kurtulmak için kullanıyor. | TED | حيثما نوفر خدماتنا، يقوم المزارعون بإستخدامها ليخرجوا من حيز الفقر. |
çiftçiler yaban domuzlarının gözleri kızarık, burun akıntılı ve ateşlenmiş olduğunu bildirdi. | TED | أبلغ المزارعون عن خنازير محمومة ذات أعينٍ مُلتهبة وأنوف سائلة. |
Öte yandan, ürünlerini bir pazarda satan çiftçiler her 1 doların doksan sentini eve götürüyorlar. | TED | وفي الجانب الآخر، يجني المزارعون الذين يبيعون سلعهم في أسواق المزارعين ما يقرب من 90 سنتًا من كل دولار. |
Sonraki 4.700 yıl boyunca çiftçiler bitkiyi daha geniş koçanları ve yenilebilir çekirdekleriyle birlikte temel bir mahsule dönüştürdü. | TED | على مدى 4700 سنة القادمة، أدخل المزارعون النبات في المحاصيل الغذائية الأساسية، مع كوز ذرة أكبر وحبات طعام صالحة للأكل. |
Kendi elleri veya hayvanları ile tarlada çalışan bu... fakir çiftçiler, bugün Batı Afrikadaki... ...en fakir çiftçilerle... ...karşılaştırılabilir ürüne seviyesine sahipler. | TED | هؤلاء المزارعون الفقراء يعملون في الأرض بواسطة الأيدي أو بالإستعانة بحيواناتهم، يمكن مقارنة مستوى المحصول لديهم بأفقر المزارعين في غرب أفريقيا اليوم. |
çiftçiler topraklarından sürüldü ve ekinler ve stoklardaki bakliyat yokedildi veya çalındı. | TED | غادر المزارعون أراضيهم، ودُمرت المحاصيل والماشية أو سُرقت. |
O günlerde çiftçiler fakirdi. Babam da bir çiftçiydi. | Open Subtitles | المزارعون كانوا فقراء في تلك الأيام ذلك كان أبي مزارعا. |
çiftçiler kışkırtmayı sürdürürse, elbette yumruklar uçuşur. | Open Subtitles | اذا أستمر المزارعون في إثارة المتاعب سنضع حداً لذلك |
çiftçiler doğa olmadan var olamazlar. | Open Subtitles | المزارعون لن يكونوا متواجدين بدون الطبيعة |
Burası çiftçilerin hayvanlarını bir yere getirip su ve yiyecek aldıkları bir yerdi. | TED | حيث يستطيع المزارعون جلب حيواناتهم إلى مكان واحد والحصول على العلف والماء. |
Yani kesinlikle çok tohum satma gibi ticari bir ilgi var fakat neyse ki çiftçilerin almak istediği tohumları satıyorlar. | TED | وحتماً هناك مصلحة تجارية ببيع الكثير منها لكن نأمل أنهم يبيعون البذار التي يريد المزارعون شراءها |
Siz, önde gelen üç çiftçi şimdi ne yapacaksınız? | Open Subtitles | ماذا ستفعلون أيها المزارعون حيال ذلك الآن؟ |
Merhaba geleceğin çiftçileri ve mahkumları. | Open Subtitles | مرحباً, ايها المزارعون و النزلاء المستقبليون |
Lordum, bu köylüler bizi yavaşlatıyor. | Open Subtitles | سيدي هؤلاء المزارعون يقومون بجعلنا نتحرك ببطء |
Çiftlikler pek fazla değil ve oldukça rağbet görüyor ve etrafta arazine sahip olmak isteyen sürüsüyle insan var. | Open Subtitles | المزارعون قليلون ومطلوبون بشدة، وهناك الكثير من الناس هنا يريدون امتلاك أرضك. |