Bir kere olsun Le Strade Doğru iz peşinde olabilecek mi acaba? | Open Subtitles | ألا يمكن ولو لمرة واحدة ان يكون لو ستراد على المسار الصحيح ؟ |
Sanırım Doğru iz üstündeyiz. | Open Subtitles | مع كل احترامي أعتقد أننا على المسار الصحيح |
Elimizdeki ipuçlarını değerlendiriyoruz. Doğru iz üstünde olduğumuza eminiz. | Open Subtitles | لقد كنا نتبع الكثير من الأدلة ونحن واثقون أننا على المسار الصحيح |
Fantezi tamam ama benim işim seni doğru yolda tutmak. | Open Subtitles | الخيال جيد، ولكن وظيفتي هي أن أبقيك على المسار الصحيح |
Gergin olmana sevindim bu da doğru yolda olduğumuzu gösterir. | Open Subtitles | يسرّني أنك منزعج لأن ذلك يعني بأننا على المسار الصحيح |
- Sadece hayatının düzene girmesini istemiştim. | Open Subtitles | لقد أردته فحسب .. أن يسلك المسار الصحيح في حياته |
Onu tekrar rayına sokup, destekleyeceksin, bizi destekleyeceksin. | Open Subtitles | سوف تعيده إلى المسار الصحيح وتدعمه.. وتدعمنا |
Şu eski "düşünceli profesör sorunlu genci doğru yola sokacak" hikâyesi mi? | Open Subtitles | الفلسفه القديمه للبروفيسر من يعمل على وضع مراهق مضطرب على المسار الصحيح |
Tabiki doğru rotadayız! | Open Subtitles | بالتأكيد نحن فى المسار الصحيح |
Baban, kızla ilgili Doğru iz üzerindeydi. | Open Subtitles | والدك كان في المسار الصحيح فيما يتعلق بالفتاة. |
Daha önce Doğru iz üzerinde olduğumu söylemiştin. | Open Subtitles | بحقكِ لقد قلتِ مسبقاً انني في المسار الصحيح |
Doğru iz üzerindeyiz. Onu içeri alsak iyi olur. | Open Subtitles | نحنُ على المسار الصحيح من الأفضل أن نقبض عليه |
Ama en azından Doğru iz üstünde olduğumuzu biliyoruz. | Open Subtitles | لكننا على الأقل نعلم أننا نسير في المسار الصحيح |
Altüst edilmişti. Biri Doğru iz üzerinde olduğunu düşünmüş olmalı. | Open Subtitles | كان قد نُهب، لابدّ و أنّ ثمّة من يعتقد أنه على المسار الصحيح! |
Doğru iz var mı, profesör şimdi? | Open Subtitles | وهل هناك أي شيء كهذا يمكن اعتباره المسار الصحيح, بروفيسورة "الآن"؟ |
doğru yolda olabileceğimi düşündüm, ama insansı tarafını kaybetmiş gibi. | TED | وفكرت ، ربما انا على المسار الصحيح ولكن احسست ان الكتاب قد فقد اللمسة الانسانيه. |
Ama seni doğru yolda tutabilmek için kelimeler sarfetmeye devam edeceğim. | Open Subtitles | لكن هذا سيبقيك على المسار الصحيح لنشر الرسالة |
doğru yolda olduğumuzu hissediyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة , أنا لديَ شعور بأننا في المسار الصحيح |
Hayatını sonunda düzene soktu, mantıklı kararlar veriyor. | Open Subtitles | إنـه أخيراً وضـع حياته عـلى المسار الصحيح وهو يتخذ قرارات جـيدة |
Her şey rayına oturdu. Gitmeye hazırız. | Open Subtitles | عـادا إلى المسار الصحيح نحن جـاهزان للعودة |
Nihayet tekrar doğru yola girmiş bulunuyoruz. | Open Subtitles | نحن مرة أخرى على المسار الصحيح في نهاية المطاف. |
Evet, doğru rotadayız. | Open Subtitles | -أجل، إنه المسار الصحيح |
GF: Louisville Oteli bir kişinin hayatının yoluna girmesine dair tüm sistem üzerine düşünmek adına çok iyi bir örnek. | TED | جي إف: فندق لويسفيل مثال رائع عن كيفية التفكير في النظام بأكمله الحصول على شخص مرة أخرى على المسار الصحيح. |
Artık ittifakın hedefleri daha büyük. | Open Subtitles | التحالف اصبح يتخذ المسار الصحيح الآن. |