ويكيبيديا

    "المسبقة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Ön
        
    • Önyargılı
        
    • önyargılarını
        
    • yerleşmiş
        
    • önyargılar
        
    Türklerle, Danlarla, Yahudilerle ve ırkçılarla olan arkadaşlığım beni kendi Ön yargılarıma karşı adeta aşıladı. TED ولكن صداقتي مع الأتراك، والدنماركيين واليهود والعنصريين حصنتني ضد تحيزاتي المسبقة عن الأخرين.
    Bu da insanların zeka hakkındaki kendi Ön yargılı varsayımlarını bu test üzerinden kullanmalarının yolunu açtı. TED وهذا ترك الباب موارَباً أمام الناس لاستخدام هذا الاختبار خدمةً لافتراضاتهم المسبقة حول الذكاء.
    Önyargılı olmakla hata ediyorsun. Open Subtitles حتى نحن نتحمل جزء من الخطأ بسبب نظرتنا السلبية المسبقة لهم.
    Biz de zaman zaman Önyargılı düşünceleri ve fiziksel deneyimleri bir kenara bırakıp büyük resme bakmaya istekli olmalıyız ya da hikâyenin geri kalanını görmeyi riske atarız. TED نحن كذلك، يجب أن نكون مستعدّين أحيانًا لوضع أفكارنا المسبقة وتجاربنا الماديّة جانبًَا والنّظر إلى الصورة الأكبر، أو أنّنا نخاطر بعدم رؤيتنا لباقي القصّة.
    Bütün Müslümanlar önyargılarını tekrar gözden geçirsinler diye gözleri önüne serdim. Open Subtitles وضعها في مكان ظاهر الحصول على آراء مسلمين آخرين لإعادة النظر في الأفكار المسبقة الخاصة بهم
    Amerika Birleşik Devletleri ve uluslararasında Zoobiquity konferanslarında doktorlar ve veterinerler görüşlerini ve önyargılarını dışarıda bırakarak bir meslektaş gibi, arkadaş gibi ve doktor gibi buluşuyorlar. TED في الولايات المتحدة والآن عالمياً، في مؤتمرات زوبيكويتي يختبر الأطباء والبيطريون مواقفهم وأفكارهم المسبقة عند الباب ويدخلوا سوية كزملاء وكأقران وكأطباء.
    Şimdi, sıradaki yerleşmiş fikir; sosyal gelişme gösterebilmeleri için ülkelerin ve insanların çok zengin olmaları gerektiği. Okuyan kızlar ve doğal afetlere hazır olma durumu gibi. TED الآن، الفكرة المسبقة التالية هي أولى البلدان والناس يجب أن يكونوا جدا جدا أغنياء للحصول على التنمية الاجتماعية مثل الفتيات في المدارس والاستعداد لمواجهة الكوارث الطبيعية.
    Sanatsal bir eylem birisine yeni bir kimlik verebiliyordu ve daha önce size çok tanıdık gelen şeylerin yeniden gözden geçirilmesini sağlayarak önyargılar ve kalıpları dönüştürmeye başlıyordu. TED التي أظهرت أن ممارسة الفن من الممكن أن تظهر الهوية الشخصية وتغير الأفكار المسبقة عن طريق تغيير المألوف.
    Peki Ömer Muhtar'la görüşmek için Ön şartlar neler? Open Subtitles وماذا ستكون الشروط المسبقة للتحدث مع عمر المختار؟
    Bu Ön görüşmeler için koşullarınız nelerdir? Open Subtitles ما هي الشروط المسبقة لاجراء . مثل هذه المحادثات
    Ön yargılarımın hala tamamıyla aynı kalmasını bildirmekten mutluluk duyarım. Open Subtitles حسناً، أنا مسرورٌ لتمكّني من إعلان أنّ أحكامي المسبقة تبقى صائبة تماماً
    Ön yargılarından kurtulup dinlemeyi öğrenmelisin. Open Subtitles يجب أن تضعي جانبا أحكامك المسبقة والإستماع.
    Önyargılı bir ihtiyarım işte. Open Subtitles انا رجل عجوز بكثير من الاحكام المسبقة
    Önyargılı biri değilimdir. Open Subtitles الأحكام المسبقة لا تعنيني
    Changez, ben bir gazeteciyim. Önyargılı kavramlardan kaçınmaya çalışıyoruz. Open Subtitles (جانكيز) أنا صحفي، عمومًا نحن نحاول تجنب النظريات المسبقة.
    Belki de KGB'nin tarzının ne olduğu hakkındaki Önyargılı görüşümüze çok fazla ağırlık veriyoruzdur. Open Subtitles بتصوراتنا المسبقة عن ما يبدو عليه إسلوب الـ(كاي جي بي), أعني هل فعلاً درس أحدنا بعناية,
    Engellerin olamaz çünkü önyargılarını kırıp geçer... ...maskeniz olarak sahip olduğunuz herşeyi kırıp geçer... ..."Ben buyum, ben şuyum" der. TED فهو لا يقف امام العوائق .. وهو يخترق كل التحيزات والاسقاطات المسبقة ويخترق كل الاقنعة وكل النرجسيات التي ما تنفكأ تقول أنا كذلك .. هذا أنا .. أنا هكذا
    Bir konuda çok açık olmak istiyorum, çalışmamız kesinlikle insanların şu ya da bu beden ölçüsüne dair önyargılarını düzeltmek amaçlı değil. TED الآن أريد أن أكون واضحاً، نحن لا نعتقد أن عملنا ينبغي أو يمكن أن يبرر الأحكام المسبقة ضد الناس من شخص لآخر حول أحجام أجسامهم بتاتاً.
    Özellikle mimari aracılığıyla yerleşmiş fikirlere meydan okumaya, sınırları zorlamaya ve yenilik yapmaya çalışıyorsun, sadece etrafımızda olanları kullanıyor olsak da ve hep gözden kaçırırız. TED خصوصاً في فن العمارة، حيث تحاول جاهداً أن تتحدى المفاهيم المسبقة وتتخطى الحدود وتبتكر، حتى وإن استخدمنا ما يوجد حولنا ونغفله طوال الوقت.
    İletişim bugünkü gibi kolay değilken, sosyal engeller vardı, önyargılar, kilisenin sesi. Open Subtitles قبل ان تتقدم الاتصالات كانت هناك عقبات اجتماعية التصورات المسبقة, الصراخ من الكنائس

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد