Senin endişelenmen gereken tek şey onu bugünkü yatırımcılar toplantısından uzak tutmak. | Open Subtitles | لا شيء يدعو إلى القلق سوى إبعاده عن اجتماع المستثمرين اليوم، اتفقنا؟ |
Sosyal bilinçli yatırımcılar: burda ilginç bir fikir yatiyor, değil mi? | TED | المستثمرين بدافع اجتماعيا: هناك فكرة مثيرة للاهتمام، أليس كذلك؟ |
Babamın fidye olarak ödediğini söylediği para yatırımcı gelirlerini şişirmek için kullanıldı. | Open Subtitles | الأموال التي تظاهر أبي بدفعها كفدية كانت في الحقيقة لتضخيم عوائد المستثمرين |
İşimin bir parçası olarak, birçok yatırımcı ile konuşuyorum ve hepsi durumu bu şekilde görmüyorlar. | TED | أتحدث مع كثير من المستثمرين بحكم طبيعة عملي، والكثير منهم لا يرون الأمور على هذا النحو. |
Bu Düşük Gelgit Fonu yatırımcıları listesindekilerin en az Bir Milyon Dolar kaybetmiş. | Open Subtitles | حسناً ، هذه القائمة من صندوق المستثمرين خسر أكثرهم مليون دولار للقطعة الواحدة |
Bunlar senin işin, değil mi yatırımcıların paralarını, kendi kayıpların için kullan parayı başka yere götür, ki kimse fark etmesin. | Open Subtitles | ها هو الشئ الذى تخفيه ، أليس كذلك ؟ تستخدم مال المستثمرين لتغطية خسائرك تتنقل بالنقدية لذلك لا أحد سيلاحظك ؟ |
Japon yatırımcılara karşı dürüst olmamız gerek. | Open Subtitles | علينا ان نكون صادقين مع هؤلاء المستثمرين اليابانيين |
Aynı zamanda, kabul edilebilir bir getirisi olacak, ayrıca böyle bir şeye ilk giren yatırımcılar olarak konuya inananlardan olmaları gerektiğini biliyorlar. | TED | أيضا، لأنها تجعل عائد معقول، ويعرفون أيضا أن أول المستثمرين في هذا النوع من الأشياء، انهم ذاهبون الى ان المؤمنين. |
Ancak kurumsal yatırımcılar sürdürülebilirlikte x faktörüdür. | TED | لكن المستثمرين المؤسساتين هم العامل الفاعل في مجال الاستدامة. |
Ve burası da bilinçli yatırımcıların aktivist yatırımcıların yaptığı gibi yapabileceği yer, çünkü aktivist yatırımcılar, yönetimlere değişim yaptırmada sorun yaşamıyor. | TED | وهي النقطة التي يمكن فيها للمستثمرين الملتزمين الاقتداء بالمستثمرين النشطاء. لأن المستثمرين النشطاء لم يجدوا صعوبة في دفع الإدارة للقيام بالتغييرات. |
Ve bu da bilinçli yatırımcılar konusunda benim sorunum. | TED | وهذا هو ما أعيبه على المستثمرين الواعين اجتماعيًا. |
Üstelik sadece en iyi senaryo planlamacı ve fütüristleri işe alan yatırımcılar bu dalgadan sağ çıkabilecekti. | TED | وأن المستثمرين الذين وظفوا أفضل المخططين وخبراء المستقبليات سيكونون وحدهم قادرين على النجاة من الموجة. |
Bu odada bir çok yatırımcı ve girişimci var. | TED | فهناك العديد من المستثمرين ورواد الأعمال في الحضور. |
Girişimle ilgili yatırımcı kaybına sebep olabilecek tüm sorunlar hakkında her şey bana soruluyordu. Erkek kurucu ortağıma ise girişimimizin yatırımcı kazancını artıracak başarı potansiyeli hakkında, kısacası girişimimizde yolunda giden konular hakkında sorular sorulmuştu. | TED | لقد سُإلت عن كل شيء يمكن أن يفشل في المشروع للحث على خسارة المستثمرين بينما سُإل زميلي الرجل عن احتمالية ربح مشروعنا لرأس مال كبير لتعظيم مكاسب المستثمرين، وخصيصاً كل شي قد ينجح في المشروع. |
Elbette ki birçok yatırımcı değerli hisseleri satmaya ve kişisel çıkarını gözetmeye hazırdır. | TED | وبالطبع، العديد من المستثمرين على استعداد لبيع أسهم ذات قيمة والسعي وراء اهتماماتهم الشخصية. |
Girişim fonu söz konusu olduğunda girişimcilerin, yatırımcıları start-up'larının başarı potansiyeli konusunda ikna etmesi gerekiyor. | TED | ومع ذلك، عندما يتعلق الأمر بتمويل المشاريع، أصحاب المشاريع بحاجة لإقناع المستثمرين بإمكانية ربح شركتهم الناشئة. |
Hisse almak, bu yatırımcıları kısmi patron haline getirir. | TED | شراء الأسهم يجعل من هؤلاء المستثمرين شركاء بصورة جزئية في التجارة. |
Hanımefendi bu kararı yabancı ve tüzel yatırımcıların baskılarına dayanarak verdik. | Open Subtitles | الأستثمارية والمؤسسات الأجانب المستثمرين من لضغوط نتيجة هو الحادث هذا سيدتي. |
yatırımcılara düşük kâr sağlamak için tahrif edilen satış listeleri. | Open Subtitles | سجلات المبيعات المزيفه التي استخدمتها لخداع المستثمرين |
Ne kadar çok insan sisteme girerse o kadar fazla yatırım demektir, | Open Subtitles | كلما زاد عدد الأشخاص كلما زاد عدد المستثمرين |
Tüm bu yatırımcılarla konuşma sürecinde, ilginç bir şey fark ettim. | TED | حسنا، في عملية التحدث لكل هؤلاء المستثمرين لاحظت شيئاً مثيراً يحدث |
Hey Frank, ben bir grup yatırımcıya yemek vermek istiyorum bu gece burayı kapamak uygun olur. | Open Subtitles | يا فرانك. أنا سأتعشّى مع إثنين من المستثمرين لاحقاً. سيكون مناسباً أن نقضي الليلة هنا، إذا كان هذا مناسباً لك؟ |
Elimizdeki kontratı sosyal bilinçli yatırımcılardan para toplamak için kullanıyoruz. | TED | نستخدم العقد لجمع المال من المستثمرين بدافع اجتماعيا. |
Ya şirketi satarız ve büyük bir para artışı yaşarız ya da yatırımcılarımız şirketi kapatır. | Open Subtitles | إما أن بيع الشركة والحصول على دفعة نقدية ضخمة ، او أن المستثمرين سوف تغلق استمرارنا |
Nihayetinde özel olarak bin kadar yatırımcının nabzını yokladık ve şaşırtıcı bir şeyler bulduk. | TED | وفي الواقع قمنا بإجراء استفتاء بين آلاف من المستثمرين. ووجدنا أمراً مذهلاً. |
Yakın bir gezegenden bir grup yatırımcıyı temsil ediyorum. | Open Subtitles | أنا أمثل مجموعة من المستثمرين من كوكب قريب... |
Sen ve yatırımcılarının onu öldürmek için 60 milyon sebebiniz vardı! | Open Subtitles | أنتَ و باقى المستثمرين كانَ لديكم أكثر من 60 مليون سبب لقتله |
Yatırımcılarım bir limuzin şirketi işletiyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال، المستثمرين الخاصين بيّ الذين يديرون خدمة سيارات الليموزين، |
Senin işinin yatırımcılarını boş yere halka arza yönlendirmek olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | لقد ظننتُ أنّ مجال عملك هو الثرثرة مع المستثمرين من أجل الاكتتاب العام. |