Bunlar büyük tırlarda çarpışmayı önlemek için kullanılan etiketlerle aynı. | TED | إنها نفس اللاصقات المستخدمة في الشاحنات الكبيرة لتجنب الإصطدام |
Bağlantı için kullanılan donanım burada, bağlantı modülünün içinde. | Open Subtitles | الأجهزة المستخدمة في الإتصال هنا في وحدات الإتصال |
Alisa'yı bağlamak için kullanılan kelepçenin seri numarasını buldum. | Open Subtitles | لقد استطعت على إستعادة الرقم التسلسلي للأصفاد . المستخدمة في تقييد اليسا |
Belki silah kaçırmak için kullandıkları konteynır bu değildir. | Open Subtitles | ربما تلك ليست الحاوية المستخدمة في تهريب أسلحتهم |
kullandıkları patlayıcılar, | Open Subtitles | أن نتيجة التعقب للمواد المستخدمة في التفجير |
Afrika'da kullanılan tıbbi cihazların çoğu ithal edilir ve çoğu zaman, bunlar yerel koşullara uymazlar. | TED | إن معظم المعدات الطبية المستخدمة في أفريقيا يتم استيرادها، وفي معظم الأحيان، لا تكون مناسبة للظروف المحليّة. |
Tracy Taylor'da kullanılan bıçağa ait bir iz ya da onu demir fabrikasına bağlayacak hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أي علامة على السكين المستخدمة في تريسي تايلور أو أي شيء يربط له لمصنع حديد. |
Bitkileri sulamak ve kanalları doldurmak için kullanılan tüm suyu da eklersek 42.6 metreküpü geçmeyiz. | Open Subtitles | .. إذا جمعنا كل المياه المستخدمة في ري المزروعات عن طريق القنوات فلن يتعدى حجم الصرف 42.6 مكعب متري |
Onlar kurbanlarla eşleşen bir kiralık arabanın yerini tespit ettiler, ama araba kullanmak için kullanılan kimlik çalıntı idi. | Open Subtitles | هم عثرو علي سيارة مستأجره والتي ربطناها بالضحايا ولكن الهوية المستخدمة في ايجار السيارة كانت مسروقه |
Yerküre üzerinde yaklaşık bir milyar yetersiz beslenen insan var ve sığırları şişmanlatmak için kullanılan tahılın sadece bir porsiyonunu yönlendirmek gezegendeki bütün aç karınları doyurabilirdi. | Open Subtitles | مع ما يقارب المليار من الناس الذين يعانون من سوء التغذية على طول الكوكب، إعادة توجيه مقدار من الحبوب المستخدمة في تسمين القطعان بإمكانها إطعام |
kullandıkları şifreleme düzeyine bağlı. | Open Subtitles | لاعلم لدي، هذا يعتمد على قوة الطريقة المستخدمة في التشفير. |
Oklahoma'da kullandıkları bombanın aynısı. | Open Subtitles | نفس النوع من القنابل التي المستخدمة في أوكلاهوما سيتي. |
Oğlun ve Bay Maker'ın saldırıda kullandıkları ses bombalarını çaldıkları merkez. | Open Subtitles | القاعدة العسكريّة التي منها قام إبنك و السيّد (مايكر)ِ بسرقة القنابل الصوتيّة المستخدمة في الهجوم |
Ama yine de Amerika'da kullanılan elektriğin yarıdan fazlası kömürden elde ediliyor. | Open Subtitles | لكن ما يزال الفحم من قدم أكثر من نصف مليون من الطاقة الكهربائية المستخدمة في " أمريكا " |
McQuaid'in tesisinde bulduğunuzla Şikago'da kullanılan Semtex aynıymış. | Open Subtitles | ومادة الـ "سينتركس" المستخدمة في "شيكاغو" مُطابقة للتي وجدت في مُنشأة "ماكويد" |
Aklıma gelenlerden bir tanesi ise Michelangelo gerçekten taş içindeki bloklarda heykeli gördü, üstelik algısal davranışlar yapabilen herhangi bir yaratık, varlık ya da uzaylı da keza üretebilir, çünkü iki durumda da kullanılan tamamen aynı düzenek. | TED | وأحد الأشياء التي اقترحت لي ليس فقط ما رأه (مايكل أنجيلو) المنحوتة في قطعة الحجر، لكن أي مخلوق، أي كائن، أي فضائي يستطيع أن يقوم بأعمال حسية من هذا النوع هو قادر أيضاً على التكوين لأنها نفس الآلية المستخدمة في الحالتين. |