Yaralı, hava ambulansıyla Alaska'daki bir hastaneye getirildi, ve orada sağlığı normale döndü. | Open Subtitles | الرجل نقل جوا إلى المستشفى في ألاسكا، حيث هو أدرج في حالة مستقرّة. |
— İyi ki onu vaktinde hastaneye almışız. — Peki nesi var? Suçiçeği. | Open Subtitles | ــ جيد أننا نقلناها إلى المستشفى في الوقت المناسب ــ ولكن ما خطبها؟ |
Aynı gün aynı hastanede doğduysak... | Open Subtitles | بكوننا ولدنا في نفس المستشفى في نفس اليوم |
Şehirdeki bir hastanede iş arayacak. Güzel. | Open Subtitles | إنها تبحث عن عمل في المستشفى في المدينة. |
hastaneden birisiyle dışarıda karşılaşmak tuhaftır. | Open Subtitles | فهو خلف الباب غريبة مصادفة أحد من المستشفى في العالم الخارجي |
Bakın beyefendi, kendinizi iyi hissetmiyorsanız ilerideki kasabada bir hastane var, oraya gidin. | Open Subtitles | إسمع يا سيدي إذا كنت تشعر أنك لست على ما يرام عليك أن تذهب إلى المستشفى في المدينة المجاورة |
-Şimdiden biri hastanelik oldu. | Open Subtitles | نعم، وأرسلتَ بنت إلى المستشفى في يومِكِ الأولِ |
Ölüyorsun. Şu anda seni hastaneye yetiştirecek tek kişi benim. | Open Subtitles | وأنا الشخص الوحيد الذي يُمكنه إيصالك المستشفى في الوقت المحدد. |
Onu Atina'da bir hastaneye götürmeliyiz. | Open Subtitles | يمكنني فعل الكثير عندما نذهب به إلى المستشفى في أثينا |
Sonra İngiltere'de bir hastaneye gönderildim. | Open Subtitles | وبعد ذلك عدت بالطائرة إلى المستشفى في إنكلترا |
Ertesi sabah 6:00'da hastaneye getirmişler. | Open Subtitles | ودخلت المستشفى في السادسة في الصباح التالي |
Anneniz biraz önce ciddi bir durumdan hastaneye kaldırılmış. | Open Subtitles | أمّك فقط إعترفت إلى المستشفى في الحالة الخطرة. |
Kısacası, o gece hastanede farını parmaklarımdan topladılar. | Open Subtitles | قصة قصيرة طويلة، قضيت الليلة في المستشفى في محاولة لسحب الأمامي له للخروج من برجمة بلدي. |
Genellikle bu hastanede senin gibi 10 ila 20 gence bakıyoruz. | Open Subtitles | وعادة ما لدينا هنا في المستشفى في أي مكان بين 10 و 20 المراهقين مثل نفسك. |
Nerede, hastanede mi, Kimsenin başıma gelenlerden haberi olmaması gereken yerde mi? | Open Subtitles | أين .. في المستشفى .. في المكان المفترض أنه لا أحد يعلم ماذا يحدث لي ؟ |
Noelde hastaneden yürüyerek çıkmak hedefimdi. | Open Subtitles | كنتُ نصبت هدف الخروج ماشيا من المستشفى في عيد الميلاد، كان هذا هدفي |
Cesedi öğleden sonra hastaneden çıkarıldı. | Open Subtitles | و قد تم العثور على جثتها في المستشفى في وقت متأخر من هذه الليلة |
Dallas'taki hastaneden ayrılan başkan yardımcısı Johnson'ın nereye gittiği henüz bilinmiyor. | Open Subtitles | نائب الرئيس جونسن ترك المستشفى في دالاس، نحن لا نعرف إلى أين يمضى. |
O zaman annesinin bu geceyi çıkartamaması riskine karşı neden ona özel bir hastane ziyareti izni ayarlamadın? | Open Subtitles | فلماذا لم ترتب حضورها إلى هنا ؟ في إجازة خروج إلى المستشفى في حالة إن لم تنجو أمها حتى آخر المساء ؟ |
Arkadaşın aşağı katta bir hastane yatağında yatıyor. | Open Subtitles | صديقك على فراش المستشفى في الطابق السفلي |
- Onu birçok kez hastanelik ettin. | Open Subtitles | وضعتها في المستشفى في أكثر من مناسبة |