Bir yerleşim yeri, sizden parıldayan evler istemez; bütün istediği temel gereksinimlerdir: Elektrik, yol, su, tuvalet ve kanalizasyon. | TED | لا تطلب المستوطنة منك أن تكون البيوت جميلة، كل ما تطلبه هو الحاجات الأساسية: الكهرباء، والطرق، والماء، والحمامات، والصرف |
Diğerleri ise yerleşim biriminden ayrılmak istemiyor. | Open Subtitles | وهم عائدون من مسافات بعيدة وآخرون لا يريدون ترك المستوطنة |
Görünüşe göre bir sürü yeni delik ve yerleşim yerine giden havaya karışmış bir sürü kül oluşmuş. | Open Subtitles | فجوات كثيرة تفتح ينتشر الرماد في الأجواء ويتوجّه نحو المستوطنة |
Herkesi yerleşim yerinden üsse geri götürmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نحضر الجميع من المستوطنة إلى القاعدة |
Herkesi yerleşim yerinin altındaki tünellere götürün derhal. | Open Subtitles | أدخِلا الجميع إلى الأنفاق تحت المستوطنة بسرعة |
Onlar ki, yerleşim merkezinden on kilometre kadar uzak bir mesafedeymişler. | Open Subtitles | من حوالي 10 كيلومترات داخل أرض المستوطنة |
Muhtemelen, yerleşim yerinin kalkanla korunan bölgesine girdik. | Open Subtitles | من المحتمل أننا دخلنا الجزء المخفي من المستوطنة |
Hayır, yerleşim yeri geçide yarım saat uzaklıkta. | Open Subtitles | لا، المستوطنة على بعد ساعة نصف من البوابة |
Bu yerleşim merkezinde yaklaşık 100 kişi var. bir kaç merkez daha var, hepsi de geçidin civarında kurulmuş. | Open Subtitles | هناك حوالى 100 شخص بهذا المستوطنة ومجموعتان مثلها منتشرة بالقرب من البوابة |
Bennelong, gönüllü olarak bir İngiliz yerleşim alnına giren ilk Aborjindi. | Open Subtitles | كان بينيلونج هو أول شخص من السكان الأصليين يدخل المستوطنة بمحض ارادته |
Dinleyin, işaret kulesine yerleşim yerine olduğumuzdan daha yakınız, tamam mı? | Open Subtitles | إسمعوا يارفاق ، نحن أقرب إلى المنارة أكثر من قربنا إلى المستوطنة ، إتفقنا ؟ |
Ormanda, kırmızı bayraklarla işaretlenmiş yolu takip ederek yerleşim alanını bulacaksınız. | Open Subtitles | عبر الغابة تمثل الأعلام الحمراء مساركم للعثور علي المستوطنة |
yerleşim efsanevi bir izolasyon hâlinde başlar, yol boyunca çok sayıda felaketle karşı karşıya kalarak yavaş yavaş dış dünyaya maruz kalır. | TED | تبدأ المستوطنة بالدخول في حالة غريبة من العزلة، ولكنها تتفاعل مع ما يحيط بها من حين لآخر، مواجهةً العديد من الصعاب على مر الزمان. |
Bir yerleşim yeri bir problem değil, bir çözümdür. | TED | المستوطنة ليست بمشكلة، إنها حل |
Sonunda yerleşim yerine yaklaşmıştım. | Open Subtitles | النهاية كانت قريبة للغاية من المستوطنة |
Terörist bir örgüt, gezegendeki tek yerleşim merkezini ele geçirdi. | Open Subtitles | -هو ذاته . مما يمكننا فهمه ، أن ثمّة قوة إرهابية استولت على المستوطنة وحسب. |
Moore River Yerel yerleşim Bölgesinden kaçan üç yerli kız için çok endişeleniyor." | Open Subtitles | واللاتـي قبل شـهر "هــربن من المستوطنة المحلية لنهر "مـور |
yerleşim yerinden kurtulanlar; | Open Subtitles | الباقون على قيد الحياة مِن المستوطنة. |
Aslında, en yakın yerleşim yerimizin altındaki tüneli takip ederek bu tesisi bulduk. | Open Subtitles | عندما كنا نسلك أحد الأنفاق تحت المستوطنة الأقرب... |
Bu yerleşim yerinde çalışmanın anlamı bu. | Open Subtitles | ذلك ما يعنيه العمل في المستوطنة |