Bu çift, adımlarındaki titreşimin yer değiştiren kumlara karışmasına izin vererek ahenksiz yürümeye çalışıyor. | TED | لقد حاول الاثنان المسير على غير نسقٍ واحد، لتمتزج تموّجات آثار أقدامهما في الرمال المتحركة. |
Sadece konuş ve yürümeye devam et. Buradan çıkıyorsun. | Open Subtitles | فقط تحدث واستمر فى المسير حتى تخرج من هنا |
Düz bir çizgide yürümeye devam et. yürümeye...devam et...batıya. | Open Subtitles | واصلي المسير في طريقٍ مستقيم واصلي المسير غرباً |
- yürüyüş en fazla bir saat sürer dediğini sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتك قلت أنّ هذا المسير كان ساعة على أكثر تقدير |
Rüyamda Hıristiyan'ın Yola yenilenmiş olarak başladığını gördüm. | Open Subtitles | والآن رأيت في حلمي أن المسيحي بدأ المسير في الطريق وقد تجددت قوته وعزيمته |
Pekâlâ. Bu çok eğlenceli ama yoluma devam etmeliyim. | Open Subtitles | حسنًا، على الرغم من هذه المتعة، يجب عليّ مواصلة المسير. |
Kocamın bizi birlikte görmesindense, yağmurda yürümeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أهون عندي المسير تحت المطر خير من أن يراني زوجي برفقتك. |
Diğerlerinden gidebildiğiniz kadar uzaklara gidersiniz ve ilerlemeye devam edersiniz. | Open Subtitles | تذهب الى أبعد حد يذهب اليه الناس ثم تواصل المسير |
Sonuna kadar bu yolu izle, ve sonra yürümeye devam et. | Open Subtitles | هذا الطريق حتى نهايته، ثم الإستمرار في المسير. |
yürümeye devam et. Her şeyi anlatacağım. | Open Subtitles | فقط تابعي المسير ساوضح لك كل شيء |
Dümdüz yürümeye devam edin çocuklar. Duvara tutunarak ilerleyin. | Open Subtitles | تابعوا المسير باستقامة، الزمواالحائط. |
- Biz yürümeye devam edelim. | Open Subtitles | -دعونا نواصل المسير فحسب -ماذا كان ذلك ؟ -دعونا نواصل المسير |
Eninde sonunda bir ev bulacağız. yürümeye devam edelim. | Open Subtitles | سنجد منزلاَ في النهاية سنكمل المسير |
Sadece yürüdüm... ve öylece yürümeye devam ettim. | Open Subtitles | فقط مشيت مبتعدا و إستمريت في المسير |
Konuşmanızı kesmeyin. yürümeye devam edin. | Open Subtitles | " لا تتوقفوا للحديث, فقط واصلوا المسير " |
Merdivenlere vardığımızda yürümeye devam et... | Open Subtitles | عندما نصل الى السلالم ... تابع المسير |
Yolu uzatır, fakat tatlı su vardır, her yürüyüş gününün sonunda bolca su bulabiliriz. | Open Subtitles | يمتد طويلا ولكن لدينا الكثير من الماء في نهاية كل يوم من المسير |
Çamurdaki o yürüyüş, bizden beklenen... insafsız zorunluluklar, büyük acılar... ve fedakarlıklar, Tanrı'nın sınavıydı. | Open Subtitles | ذاك المسير في الأوحال كان اختباراً لنا من السماء والضرورة تطلبت منا الكثير من المعاناة والتضحيات العظيمة |
Bu şeyi çevirmeye çalışıyorum. Birazdan Yola çıkarız. | Open Subtitles | فقط أريد إبعاد هذا الشيء عن الطريق لنكمل المسير |
Pekâlâ. Bu çok eğlenceli ama yoluma devam etmeliyim. | Open Subtitles | حسنًا، على الرغم من هذه المتعة، يجب عليّ مواصلة المسير. |
Ama insan yürümeyi düşününce kokuyor demek ki. | Open Subtitles | وكل ما يتعين على المرء فعله هو التفكير في المسير ورائحته الكريهة. |
Güneye, okyanusa doğru ilerlemeye devam etti. | Open Subtitles | لقد واصل المسير جنوبا حتى المحيط الخارجي |
Lex bir daha mail gönderdiğinde benim gidip yönlendiriciyi bulmamı istiyorsun. | Open Subtitles | تريدني أن أسرع إلى هناك لأجلب المسير في المرة القادمة التي يرسل فيها (ليكس) بريداً اليكترونياً. |