Tarihteki en büyük toplu sanal gerçeklik gösterimine katılmak üzeresiniz. | TED | أنتم علي وشك المشاركة في أضخم درس جماعي عن الواقع الإفتراضي في التاريخ. |
Ailecek konuştuktan sonra, yürüyüşe katılmak isteyen oğlanlarmış. | TED | إذ كانت تلك رغبة الأبناء في المشاركة في المسيرة بعد أن تحدثوا كأسرة عن القضايا. |
McGowan, Dünya Kurtuluş Cephesi'nin bir parçası olarak çevreyi savunma adına iki kez kundakçılıktan mahkum oldu. | TED | أدين ماكغوان بتهمة المشاركة في حرقين مفتعلين تحت اسم الدفاع عن البيئة كجزء من جبهة تحرير الأرض. |
Yani dünyanın her yerinden herkesin, bu tasarım ve gelişimin bir parçası olabilmesini istiyorum. | TED | لذلك أريد أن يكون بمقدور الجمبع في العالم أن يكونوا قادربن على المشاركة في عملية التصميم والتطوير هذه. |
Ve umuyorum ki, Özel Olimpiyatlara dahil olma konusunu düşünürsünüz. | TED | أرجو أن تفكروا في المشاركة في الألعاب الأولمبية الخاصة. |
Birden bire Commodus şehrin yönetimine dâhil olmak istediğine karar verdi. | Open Subtitles | قرر كومودوس دون سابق انذار أنه يريد المشاركة في حكم المدينة |
Yani bu tartışmaya katılmayı tercih etmiyor musun? | Open Subtitles | أتقصد بأنك تختار عدم المشاركة في المناقشة؟ |
Fakat ortak kullanım gerçekten kilit konu. | TED | ولكن المشاركة في الاستخدام هو بالفعل المفتاح. |
Ama biliyorsunuz bir çok yetişkin bu tip rol oyunlarına katılmak konusunda çok isteksiz oluyor. | TED | ولكن كما تعلمون، الكثير من الراشدين يترددون في المشاركة في تمثيل الأدوار |
Özel bir proje hazırladığınızı duydum ve katılmak istedim. | Open Subtitles | سمعت أنكم مقبلون على مشروع خاص، وأردت حقاً المشاركة في ذلك، |
O sonuca doğru giden olaylara katılmak bana bir yarar sağlamıyor. | Open Subtitles | لأنني لم تتح لي فرصة المشاركة في هذا التمهيد |
Jenny turnuvaya katılmak istiyordu. Onu kaydettirdim ve gittik. | Open Subtitles | لقد أرادت جيني المشاركة في بطولة وقمت بتسجيلها وذهبنا.. |
Başkan'ın kortejine katılmak eskiden bu şehir için bir şeyler ifade ederdi. | Open Subtitles | المشاركة في مركب العمدة كان يعني شيئاً في هذه البلدة |
Stephanie gibi insanlara ulaşmaya çalıştım, ama bu filme katılmak istemedi. | Open Subtitles | حاولت الوصول إلى الناس مثل ستيفاني، لكنها لم ترغب في المشاركة في هذا الفيلم. |
Özgürlüğümüzü kanla alacaksak, bunun bir parçası olmam. | Open Subtitles | اذا كنا سنحصل على حريتنا بالعنف و اراقة الدماء فلا أريد المشاركة في ذلك |
Eğer deneyin bir parçası olmayı kabul edersen... etiketini alacağım, ...şuradaki cesede bağlayacağım. | Open Subtitles | لو وافقت على المشاركة في التجربة ستكون بذلك ساعدت في إنجاح مشروع طبي جديد |
Okul aktivitelerine katılmak, onun tedavisinin bir parçası. | Open Subtitles | المشاركة في النشاطات المدرسية جزء من علاجها |
Çocuklarınızı aile sohbetlerine dahil ederseniz büyüyecekler ve siyasi sohbetlere nasıl dahil olunacağını bileceklerdir. | TED | إن شارك أطفالك في المحادثات العائلية سيكبرون، وهم قادرون على المشاركة في المحادثات السياسية. |
yani buradaki fikir gerçekten çizebileceğiniz, bilirsiniz sürece dahil olup gerçekten rezil bir şeyin güzelleşmesini izlemek. | TED | إذا الفكرة هي أنه بإمكانك فعلا، المشاركة في هذه العملية، لكن راقب شيئا قبيحا يبدو جميلا. |
Rahatsız ettiğim için özür dilerim.... ...ama ameliyata izin verirse hemisferektomiye seni de dâhil etmek isterim. | Open Subtitles | آسف لازعاجك , لكن لو وافق الوالدان أظن أنه عليك المشاركة في جراحة الاستئصال |
Eğer bu soruşturmaya dâhil olmaya yeltendiğini görürsen işte o zaman izin veriyorum, onu vurabilirsin. | Open Subtitles | مالم تراه يحاول المشاركة في هذا التحقيق في هذه الحالة لك الصلاحية في قتله |
Bu saçmalığa katılmayı gerçekten düşünüyor musun? | Open Subtitles | كنت تفكر في الواقع المشاركة في هذا الهراء؟ |
Efendim Zipacna, Traid'a katılmayı kabul etmenizden onur duyduk. | Open Subtitles | اللّورد زيبانكو ، نحن نتشرّف بأنك قد وافقت على المشاركة في المحاكمة |
Birden çok düzeyde ortak değer yaratabiliriz. | TED | يمكننا ان نعنون القيمة المشاركة في مستويات متعددة |