ويكيبيديا

    "المشروط" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • şartlı
        
    • şartsız
        
    • sartli
        
    • koşulsuz
        
    • mekansız
        
    • tahliyeyi
        
    • tahliyede
        
    • tahliyeye
        
    şartlı tahliye sırasında başın belaya girerse ne olur biliyorsun değil mi? Open Subtitles تعلمين ماذا يحدث عندما تقعين في مشكلة في فترة إطلاق السراح المشروط,صحيح؟
    şartlı tahliyesini riske atmamak için hikayesine bağlı kalacak Anneciğim? Open Subtitles لأنه متمسك بقصته جراء الخوف من فقط إطلاق السراح المشروط
    şartlı tahliye kuruluna Carrie hakkında gerçekleri söylediğin için teşekkür etmek istemiştim. Open Subtitles انا هنا لأشكرك لانك اخبرتى مسؤلين اطلاق السراح المشروط الحقيقة عن كارى
    Tanrı'nın kayıtsız şartsız sevgisine inanmak istemediğimiz için bütün bunlar. Open Subtitles هل السبب هو رفضنا للإيمان بحب الرب غير المشروط لنا
    Ruslar alel acele, ünlü bilim adami Pavlovun çalismalarina ve onun sartli refleksine dayali bir teknik toparlarlar. Open Subtitles اوجد الروس وسيله تعتمد على نظريه بازلوس نظريه رد الفعل المشروط
    Benim desteğime ihtiyacı olduğunu söyledi, şartlı tahliyesini bozduğundan beri. Open Subtitles يقول انه يحتاجني كتعزيز كما هو ايضاً أنتهاك للسراح المشروط
    Ayrıca geçen hafta şartlı tahliye duruşmasında da ifade verdim. Open Subtitles لقد تحدثت أيضاً في الأسبوع الماضي في جلسة الاستماع المشروط
    Küçük bir teselli olacak biliyorum ama, şartlı tahliye kurulundan bir şey duydum. Open Subtitles أنا متأكد أن هذا عزاء قليل ولكنني للتو سمعت من لجنة العفو المشروط
    Reşit olmadan içki, darp ve şartlı tahliye ihlali, efendim. Open Subtitles الشُرب تحت السن القانوني, والاعتداء, وخَرق إطلاق السراح المشروط, سيدي.
    2 sene önce Santa Fe'deki şartlı tahliye memuru kaybolduğunu raporlamış. Open Subtitles مُنذُ عامين ضابط إطلاق السراح المشروط الخاص بها بلّغ أنها مفقودة
    - DPO aradı. şartlı tahliye memurum beni görmek istiyormuş Open Subtitles اتصل بي قسم إدارة السجون شرطي التسريح المشروط يريد رؤيتي
    Aynı 2011'deki hırsızlık suçundan şartlı tahliye edildiğiniz hakkında fikriniz olduğu gibi. Open Subtitles أنت تعلم أنك تحت الإفراج المشروط بسبب تهمة السطو تلك في 2011
    şartlı tahliyenizin ihlali sebebiyle 200 dolar tazminat ödemeye mahkum edildiniz. Open Subtitles بسبب انتهاك الإفراج المشروط عنكما، يطلب منكما سند بقيمة مائتي دولار..
    Bense şartlı tahliyesini defalarca ihlal etmiş adamım, o yüzden kimse beni dinlemez. Open Subtitles وأنا خرقت إطلاق سراحي المشروط بطرائق لا تحصى لذا لا أحد سيصغي إلي
    Günlük olay kayıtları, şartlı tahliye kayıtları eğitim müdürlüğünden alınan kredi geçmişleri. Open Subtitles جرائم اغتصاب و خروقات لإطلاق السراح المشروط وسجلات القروض من قسم التعلييم
    Şimdi, şartlı tahliye kurulu 3 tane yaşlı adamdan oluşuyor. Open Subtitles والآن المجلس المشروط يتكون من ثلاثة رجال ذو البشرة البيضاء
    şartlı tahliye memuru biliyorduysa başına ne geleceğini biliyor musun? Open Subtitles هل تعرف ماذا سيحدث لك إذا عرف ضابط الإفراج المشروط
    şartlı erişim: insanları içeriye davet edebilirsiniz ancak onlar kurallara uygun oynamak zorundalar. TED الوصول المشروط ، الذي يمكن أن تدعو الناس إليه لكن عليهم ان يتصرفوا وفق القواعد
    Bu olayın destekçilerinden birisi olarak, benim tam ve şartsız desteğime sahip. Open Subtitles والجهات المشاركة في الرعاية من هذا القانون، فقد دعمي الكامل وغير المشروط.
    Ben de zamanimi New Jersey sartli tahliye kurulundaki eski dostlarimla konusarak geciririm. Open Subtitles انا، انا احب قضاء وقتى بالدردشة مع اصدقائى القدامى مع لجنة اطلاق السراح المشروط بنيو جيرسى
    Ben, koşulsuz sevgi ve saygının sadece insan yaşamını kurtarmakla kalmayıp onu dönüştürebileceğinin de bir kanıtıyım. TED انا دليل، الحب غير المشروط والاحترام ليس بأمكانه فقط أنقاذ حياة ولكن بأمكانه تغيير حياة
    Tabii ki gelir dünya barışı,mekansız aşk ve pahalı aknelere sahip bir arkadaş. Open Subtitles بالتأكيد معا السلام العالمى والحب غير المشروط وصديقك الصغير ذو حبْ الشباب الغالى
    Boston'daki yargıçla konuştum, şartlı tahliyeyi kabul edecek. Open Subtitles لقد تكلمت مع القاضي في بوسطن و سيوافق علي اطلاق السراح المشروط
    şartlı tahliyede olduğu sürece kimsenin bir şeye bulaşmasını istemiyor. Open Subtitles طالما أنه في فترة إطلاق السراح المشروط فهو لا يريد لأي أحد أن يفعل أي شئ
    şartlı tahliyeye hazır olmadığımı anlardı. Open Subtitles كان سيعرفِ أنى لم أكن مُستعدا لقرار الافراج المشروط.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد