Sorun şu ki, Senegal'de bir kadın ne zaman bir kliniğe gitse, bu enjeksiyon bitmiş oluyor. | TED | المشكله هي كل مرة تذهب فيها المراه للعياده في السنغال, الحقن يكون قد نفذ |
Sorun şu ki, onları hallettiğinde, bizim için gelecek, ve bu an meselesi. | Open Subtitles | المشكله هي , عندما ينتهي منهم وهي فقط مسألة وقت |
Sorun şu ki, eğer şirketi iflas ettirecek olursam dönecek bir işim olmayacak. | Open Subtitles | المشكله هي اذا افلست الشركه لن يكون هناك عمل لي للعوده له |
Ama Problem şu ki, ne kadar az yersem o kadar kilo alıyorum. | Open Subtitles | لكن المشكله هي أنا أكل قليلا و لكن أحصل على الكثير |
Problem şu ki Bayan Hershel televizyonun önünde durmak istemiyordu. | Open Subtitles | المشكله هي السيده هيرشيل لا تستطيع الوقوف في الجهه الاماميه للتليفزيون |
Ama Sorun şu ki, başarısız oldum. | Open Subtitles | لكن المشكله هي أني فشلت بالفعل |
- Delilik bu. Sorunumuz şu, dostum. | Open Subtitles | هذا مؤسف , المشكله هي كالتالي |
Şimdi Sorun şu, o denizaltıda Hidrofonik Yanıltma Sistemi denenecekmiş. | Open Subtitles | الآن, المشكله هي ان بديله كان يجرب سياقة نظام صوتي مُخادع, وهو طريقه مخادعه للقول |
- Susun! Sorun şu ki ne zaman katılsam, kazanamadım. | Open Subtitles | المشكله هي انني كلما ادخل لا استطيع الفوز |
Sorun şu ki, hiçbiri gerçek isimlerini kullanmıyor ve kurban hiçbir ajans için çalışmıyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | المشكله هي ان ولا واحد منهم يستخدم اسمه الحقيقي, و يبدو وكأنه لم يعمل في اي من هذه الوكالات. |
Evet Sorun şu ki kundakçının bir düzeni var ve bunu bulamazsak sıradaki hedefi öğrenmemiz imkânsız. | Open Subtitles | وكما ترى، المشكله هي أن مفتعل الحرائق لديه نمطاً ودون معرفته |
Sorun şu ki bence sen Bay Morse'u seviyorsun. | Open Subtitles | المشكله هي اعتفد انك معجب بالسيد موريس |
Sorun şu ki bence sen Bay Morse'u seviyorsun. | Open Subtitles | المشكله هي اعتفد انك معجب بالسيد موريس |
Sorun şu, Winter bilmece çözemez. | Open Subtitles | المشكله هي,الشتاء لا يستطيع حل اللغز |
Sorun şu ki pek çok parfümün kokusu çabucak uçuyor. | Open Subtitles | المشكله هي ان معظم العطور تتلاشي بسرعه |
Problem şu ki, her yarım saatte bir tuvalete gönderir seni. | Open Subtitles | المشكله هي, المياه تجعلك تذهب الى المرحاض كل نصف ساعه. |
Problem şu ki, bir çiftin yaptığı şeyleri yapabilmek için bir kişinin daha olması lazım, ve o kişiyi bulmanın tek yolu Barney ile dışarı çıkıp o aptal bekar şeylerini yapmak. | Open Subtitles | المشكله هي انك لن تستطيع ان تفعل اي من اشياء الازواج الا اذا كان عندك شخص تفعلها معه و الطريقة الوحيدة التي اقدر ان احصلها بها على شخص هي الخروج و فعل اشياء غبية مع بارني |
Problem şu ki ekonomik alan ile politik alan birbirinden ayrı kaldıkça otomasyon ikiz tepeleri daha da yükseltiyor, israfı arttırıyor ve toplumsal çelişkileri derinleştiriyor. Bence bu yakında Çin gibi ülkelerde de yaşanacak. | TED | المشكله هي: طالما أن المجالين الإقتصادي والسياسي منفصلين، ستجعل الأتمته القمتين التوأمين أطول، والتبديد متفوقًأ والصراعات الإجتماعية أعمق، بما فيها - قريباً، أعتقدُ في اماكن مثل الصين. |
Problem şu ki o hala yaşıyor. | Open Subtitles | المشكله هي أنه حي |
Ama sorun ben kuşatma altındaki bir ulusun kraliçesiyim. | Open Subtitles | لكن المشكله هي إنني ملكة لبلد محاصر. |
- Delilik bu. Sorunumuz şu, dostum. | Open Subtitles | هذا مؤسف , المشكله هي كالتالي |