güneşli bölgeler için de konuşabilirsiniz. | TED | لكن من الممكن أن نتحدث عن المناطق المشمسة. |
Sahte bir umut ile birkaç güneşli saati olan bir adam sağlamak için, ve gece çökünce, | Open Subtitles | تزويد الرجل ببعض الساعات المشمسة بالأمل المخادع و حين يجئ الليل |
Sen bir yanda, ben ve Ajan Grasso diğer yanda. Atalarımız aynı güneşli yarımadadan gelse bile. | Open Subtitles | فأنت على كفة و أنا و العميل جراسو على الأخرى حتى و إن كان أجدادنا جميعهم أتوا من نفس شبه الجزيرة المشمسة |
Ve yaptığımız şeyi anladıkları zaman da, biz güneşli Meksika'da olacağız. | Open Subtitles | في الوقت أي واحد مَفْهُوم الذي عَملنَا، نحن سَنَكُونُ في المكسيك المشمسة. |
Bayanlar ve baylar, lütfen K.C. And the Sunshine Band'e hoşgeldin diyelim. | Open Subtitles | أيها السيدات والسادة، رجاء رحبوا بـ كي سي والفرقة المشمسة |
Sen burada kalacaksın, ve sonra herşey bitecek, sonra biz... güneşli Kaliforniya. | Open Subtitles | وأنت سوف تبقى هنا ، وبعد أن ينتهي كل هذا سوف نذهب إلى كاليفورنيا المشمسة |
Los Angeles'te güneşli, masmavi bir gökyüzü ve ılık bir hava var. | Open Subtitles | فى السماء الزرقاء المعتدلة هنا فى لوس انجلوس المشمسة |
1974 yılında Los Angelas ve California'da Sunset ve La Cienega Bulvarları'nın köşesinde kurduğum güneşli Vista Moteli'nin sahibi ve işletmecisiydim. | Open Subtitles | أنا أمتلك وأدير فندق فيستا المشمسة والذي أسسته في ناصية صن سيت , في بوليفارد لاسيانا , لوس أنجلوس , كاليفورنيا عام 1974 |
güneşli Florida'da evde olacağım. | Open Subtitles | وسوف أكون منزل في ولاية فلوريدا المشمسة. |
Hava kameramanı Michael Kelem güneşli Kaliforniya'dan geliyor ve hiç bu kadar düşük sıcaklıklarla karşılaşmadı. | Open Subtitles | قادمٌ من كاليفورنيا المشمسة ولم يختبر أبداً درجات حرارةٍ بهذا الإنخفاض |
Pekala ekip, ben güzel, güneşli Rhode Island'taki Cranston'a kaçııyorum. | Open Subtitles | حسناً ياعصابة سأسافر إلى الجميله المشمسة كرانستون رود آيلاند |
Sanki birisi bir düğmeyi çevirdi de, güneşli günler birbiri ardına gelir oldu. | Open Subtitles | .كما لو أنّ أحدهم قد ضغط على زرّ تبديل، أتت الأيام المشمسة واحدةً تلو الأخرى |
güneşli günlerde tamamen farklı bir yer gibi. | Open Subtitles | .إنّ المكان يبدو مختلفاً تماماً بالأيّام المشمسة |
Ve sadece SoCal 'in güneşli yaşam stiline uymak istiyorum.Bilirsin. | Open Subtitles | ولأعيش حياة جنوب كاليفورنيا المشمسة ، تفهمني ؟ |
Bilmiyorum ama köşede ürkütücü bir yaşlı adam var, güneşli günlerde bile şemsiyeyle geziyor. | Open Subtitles | لا أعرف ، لكن هناك ذلك الرجل العجوز المخيف على الناصية الذي يسير بمظلة في الأيام المشمسة |
Öyle değil mi? güneşli bir günde oluşur. | TED | أليس كذلك؟ وهي تظهر في الأيام المشمسة. |
Sonunda biz güneşli California'ya gelmeye karar verdik. | Open Subtitles | اخير قررنا القدوم لفلوريدا المشمسة |
Yalnız güneşli günlerde yürürsen gideceğin yere asla varamazsın. | Open Subtitles | واذا مشيتي فقط بالأيام المشمسة ... فلن تصلي إلى وجهتك |
"Get Down Tonight" KC and the Sunshine Band. Neden? | Open Subtitles | "إنزل اللّيلة" لـ كي سي والفرقة المشمسة, لماذا؟ |
"Sunshine State Tur Otobüsleri." Bunlar tur otobüsü biletleri. | Open Subtitles | "حافلة رحلات الولاية المشمسة" هذه تذاكر إلى حافلة سياحية |
100 tonluk bu devler güneş tarafından aydınlatılan sularda yaşayan milyonlarca minik planktonla beslenir. | Open Subtitles | هؤلاء العمالقة ذو الـ100 طن يقتاتون على ملايين العوالق الدقيقة التي تزدهر في المياه المشمسة |