Sunco civarındaki Rafineri kaçağını duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | أنا متأكد أنكم سمعتم عن تسرب المصفاة في سونكو |
Gümrükte sıkıntı yaşıyorken Rafineri devam edemez. | Open Subtitles | المصفاة لا يمكن أن تستمر بينما نحن في حرب تجارية. |
Tamam, bak, gerçek dünyada filtre denilen bir şey vardır. | Open Subtitles | حسنا، اسمعي، في العالم الواقع هناك شيء يسمى المصفاة |
Kuzeydeki boru hattına mı, Dallas'ın güneyindeki rafineriye mi? | Open Subtitles | خط أنابيب الى الشمالِ أَو المصفاة جنوب دالاس؟ |
Rafinerinin kulesinden evimi, ırmağı, kızımın okuldan dönüşünü bahçede oynayışını görebilirdim. | Open Subtitles | ومن أعلى برج المصفاة أستطيع أن أرى منزلي والنهر... ابنتي |
Süzgeç. Harika. | Open Subtitles | . المصفاة,هذا رائع |
O Drainer'ın altındayken güçlerim kayboldu. Kendimi boşaltılmış hissettim. | Open Subtitles | حين كان تحت المصفاة اختفت قواي شعرت بأنه يتم إفراغي |
Hazır dışarıdayken filtreyi de alırım. | Open Subtitles | أنتِ، بينما أنا في طريقي سأحضر تلك المصفاة. |
Colander hakkındaki raporum burada. | Open Subtitles | وهذا تقريري عن المصفاة |
O rafineriyi geçen ocak satın almaya çalıştı ama ben reddettim. | Open Subtitles | لقد حاول شراء تلك المصفاة مؤخراً في يناير الماضي لكنني رفضت |
Underwood telefonu aldı. Rafineri öldü. Grayson bizimle oynadı. | Open Subtitles | آندروود تحصل على المكالمة، المصفاة إنتهت، و غرايسون تلاعب بنا. |
Acil çözüme ihtiyacımız vardı. Rafineri kısa çözümden başka hiçbir şeyi olmazdı. | Open Subtitles | كنا بحاجة إلى حل فوري، و المصفاة لما كانت ستفيد على المدى القصير. |
Al Fayeed'lerle çalışan Rafineri yöneticileri sizi uzun süredir kandırıyor. | Open Subtitles | لقد تم خداعكم كلكم لمدة طويلة من قبل مديري المصفاة النفطية |
Rafineri çekle çalışıyor. | Open Subtitles | المصفاة تقبل الأموال بالشيكات فقط |
Rafineri çekle çalışıyor. | Open Subtitles | المصفاة تقبل الأموال بالشيكات فقط |
Rafineri ve köprü tamamen ayrı iki mesele Frank. | Open Subtitles | المصفاة والجسر مشروعين منفصلان تماماً |
Tüm 9 seviyede de filtre kontrolleri iyi. | Open Subtitles | فحوصات المصفاة جيّدة على جميع المستويات التسعة. |
Dedim ki, ana filtre ünitesinden direkt geçebilir miyim? | Open Subtitles | قلت لك : هل أتجاوز وحدة المصفاة الرئيسية؟ |
Maymunun korteksindeki yanıtların seçiciliğine bakarsak maymunun aslında kullanılan parmak uçlarının deriden gelen girdiyi temsil eden filtre özelliklerinin değiştiğini görürüz. | TED | إذا نظرنا إلى الانتقائية في الإستجابات في دماغ القرد، نلاحظ أنّ القرد غيّر خصائص المصفاة التي ترمز للمعلومة المرسلة من الجلد، من الأصابع التي تقوم بالحركة. |
Güneydeki rafineriye. | Open Subtitles | المصفاة أسفل الجنوبِ. |
Pekâlâ, bizi o rafineriye götür. | Open Subtitles | حسناً، خذنا إلى هذه المصفاة |
Uzaktan. Rafinerinin arkasında. | Open Subtitles | انه على بُعد كبير خلف تلك المصفاة |
Drainer'ı aldık ya bir anda her polis Güçler Birliği'nde olmak istemeye başladı. | Open Subtitles | حصلنا على المصفاة وتغطية إيجابية في الصحافة وفجأة أصبحت شرطة المدينة بأسرها تريد العمل في قسم الخارقين |
Dediğim şu, argümanın sağlıksa, kutsal yerine,.. ...filtreyi tercih ederim. | Open Subtitles | كلّ ما أقوله أنّه إن كانت الصحة حجتك، فسأختار المياه المصفاة على المقدسة. |
İsyancılar dün gece rafineriyi ele geçirdiler. | Open Subtitles | الثوار سرقوا المصفاة ليلة امس- |
Platforma varmamızın tek yolu, rafineriden geçmek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة التي تمكننا من الوصول الى المنصة هي عن طريق المصفاة |