Öyleyse şu aralar seks yapman riskli ve sakıncalı olabilir. | Open Subtitles | إذن قد تكون المضاجعة الآن، بمثابة مخاطرة ولا ينصح بها. |
Onun en sevdiğim yanı, sürekli seks yapıyor olmamızdı. | Open Subtitles | الشئ الجيد في العيش معه كان قضاء كل وقتنا في المضاجعة |
İkiniz de, ilk ve son kez dinleyin. Bu seks hikâyeleri benim için anlamsız. | Open Subtitles | مرة واحدة وإلى الأبد، كلاكما، قصص المضاجعة هذه لا تعني لي شيئا |
Ben de birisiyle sevişmek istiyorum ve bunu ne zaman istersem de yapabilirim. | Open Subtitles | أنا أرغب في المضاجعة أيضاً و أستطيع ذلك في أي وقت |
Daha fazla sikişmek istemiyorsan zamanının dolduğunu anlarsın. | Open Subtitles | عندما تزول رغبتك في المضاجعة حينها تعرف أن وقتك قد حان. |
Ona göre konuşmak; bir sürü küfür edip tam sikiş öncesi beni yumruklamaktı. | Open Subtitles | فكرته عن إجراء محادثة هو اشباعي إهانات ومن ثمّ لكمي قبل المضاجعة مباشرةً |
Neden bu seks hikâyelerine bu kadar önem veriliyor? | Open Subtitles | لماذا أعلق أهمية كبيرة على قصص المضاجعة هذه؟ |
Sanki çocuk seks hayatımızı bitirmişti. | Open Subtitles | كما لو أن الطفل منعنا من المضاجعة أو ربما كنت فقط متعبًا للغاية |
Uyuşturucu veya seks yoluyla ulaştığımız,.. ...anlaşılmaz büyük bir Tanrı. | Open Subtitles | في الاله الغامض العظيم الذي تتواصل معه من خلال المضاجعة و المخدرات |
Walkmanleri ve spor ayakkabılarıyla şu seks yerine aerobiği sevenler. | Open Subtitles | و تفضل الذهاب الي حصص التمارين الرياضية عن المضاجعة , انسي هذا الموضوع |
Üst katınızdaki hostes, karşıdakiler seks yaparken perdeleri açık bıraktıklarını söyledi. | Open Subtitles | جارك مضيف الطيران قال ان الضحيتين يحبو ا ترك النافذة مفتوحة عند المضاجعة |
Bunu silecek miyim, yoksa sadece seks mi? | Open Subtitles | أخبار جيدة، وأصدقاء رائعيين هل أنظف هذا أيضاً أم المضاجعة فحسب ؟ |
Hiçbirşey görmedi ve en azından biz ona seks hakkında yalan söylemek zorunda değiliz. | Open Subtitles | أعني، أنه لم يرى أي شيء.. وعلى الأقل لم نكن نكذب عليه بشان المضاجعة |
Adam deli. Şakır şakır yağmur yağıyor. O ise sevişmek istiyor. | Open Subtitles | ياله من معتوه, إنها تمطر بغزارة, وهو يريد المضاجعة |
Dostum, yukarıda acayip sarhoş bir kız var ve sevişmek isteyen herhangi biriyle sikişmeye hazır. | Open Subtitles | يا صاح, هناك فتاة بالأعلى وهي ثملة جداً أي شخص يريد المضاجعة |
Burası bir uyuşturucu lâboratuvarı. Burada mı sikişmek istiyorsun? | Open Subtitles | إن هذا معمل مخدرات هل تريدين المضاجعة في معمل مخدرات؟ |
Sonra okurum. Tek istediği sikişmek. | Open Subtitles | سأقرؤه لاحقاً تريد سوى المضاجعة |
Bu insanların tüm istediği yatmak. On iki papel mi? | Open Subtitles | هم يريدون المضاجعة فقط هنا اثني عشر دولار؟ |
O sürtük artık filmde düzüşmek istemediği için gidemez. | Open Subtitles | تلك العاهرة لا تستطيع الهروب بعيداً لأنها لا تريد المضاجعة في فلم بعد الآن |
Sonuçta, her şey sevişmeye çıkmıyor mu? | Open Subtitles | لكن الأمر يتمحور حول المضاجعة في نهاية المطاف، أليس كذلك؟ |
Sikişmeye çalışıyorduk ama kendimizi Sevişirken bulduk. | Open Subtitles | لقد حاولنا المضاجعة ولكن بدلا ً من ذلك، لقد مارسنا الحب. |
Odadan çık, uyumama izin ver ve ona, o çok istediği sikişi yapmayı teklif et. | Open Subtitles | غادر غرفة النوم, و دعني أنام و أطلب منها المضاجعة التي أشتهرت جدا بأنها تريدها |
Mezuniyet balosu gecesi cinsel ilişki 51. eyaletimiz kadar Amerikanvari: | Open Subtitles | المضاجعة شيء أساسي بدولتنا مثلولايتناالجديدةالحاديةوالخمسون.. |
Erkekler benim gibi, kızlar da porno yıldızı gibi sikişebilir. | Open Subtitles | الرجال يمكنهم المضاجعة مثلي والفتيات كنجمة إباحية |
Normali alıp...sikerek anormal hale getirmek. | Open Subtitles | نحوله من العادى إلى غير العادى عبر المضاجعة |
Erkekler genellikle seksten sonra bu konuşmayı yaparlar! | Open Subtitles | الرجال عادة يقولون لي هذه المحاظرة بعد المضاجعة |
Görücü usulü Çakış diye buna derim. | Open Subtitles | و هذا ما اسميه المضاجعة المُرتبة |