Ama artık basınçlı nitrojen miline sahibiz. | TED | ولكن اليوم نتجه اكثر لاستخدام مدافع النيتروجين المضغوط |
Bu basınçlı hava akışına dayanmak ağır sedasyon gerektirir ve tekrarlanan ventilasyon uzun süreli akciğer hasarına neden olabilir. | TED | إن التّدفق المستمر لهذا الهواء المضغوط يستلزم تخديرًا قويًا ويمكن للتهوية الميكانيكية المستمرة، أن تتسبب بأضرار على المدى البعيد. |
basınçlı hava üfleyici sayesinde çorbayı soğutmak için üflemeye ve enerji sarf etmeye gerek yok. | Open Subtitles | مع آلة دفع الهواء المضغوط غير ضروري النفخ بالفم لا طاقة مطلوبة لتبريد الشوربة |
Ama çevirince sıkıştırılmış vakumu olan minyatür bir kamera oluyor. | Open Subtitles | لكنّك تقلّبه إنتهى وهو آلة تصوير صغيرة بالحاقن الجوي المضغوط. |
Bu sıkıştırılmış müfredat tüm aktif çocuklar için kötüdür. | TED | إن هذا المنهج الدراسي المضغوط .. بالنسبة للاطفال النشطين .. سيءٌ جداً |
Şu arkada en uzakta gördüğünüz iki kamyon 12'şer tüp sıkıştırılmış helyum gazı taşır. | TED | تلك الشاحنتان التي ترون في النهاية البعيدة تحمل 12 خزانا من الهيليوم المضغوط. |
basınçlı hava ve safra pompasıyla suyu dışarı atabiliriz. | Open Subtitles | المضخات المزودة والهواء المضغوط ربما يستطيع طرد المياه للخارج |
Biriktirme tanklarındaki suyu basınçlı havayla atabiliriz. | Open Subtitles | المياه التى فى الخزانات نستطيع إخراجها بالهواء المضغوط |
Helyum oksijen karışımıyla dalacak. basınçlı hava çok tehlikeli. | Open Subtitles | يغوص مع خليط من الأوكسجين و الهليوم الهواء المضغوط خطر جداً |
Ben olsam, destek ayağını yerinden fırlatmak için basınçlı hava kullanırdım. | Open Subtitles | أنصح باستخدام الهواء المضغوط لدفعها من القاعدة |
sıkıştırılmış, yüksek basınçlı hidrojen bombası. | Open Subtitles | إنها قنبلة من غاز الهيدروجين المضغوط بشدة |
...basınçlı hava tahliyesiyle yoğunlaştırılmış dendrotoksin formülüm. | Open Subtitles | تركيز جرعة السم العصبي مع آلية طرد الهواء المضغوط. |
basınçlı bir dalış tüpü içinde sıvı nitrojen. | Open Subtitles | النيتروجين السائل في خزان للتنفس تحت الماء المضغوط. |
basınçlı hava, Süper Eğlenceli Adamın saate 130 km'lik bir hızla yolculuk etmesine yetecek itiş gücünü sağlıyor. | Open Subtitles | الهواء المضغوط ينبذ مع ما يكفي من القوة ليجعل الرجل المظحك الخارق يسافر بمعدل 80 ميل في الساعة |
Dönüştürücü bir araç yaratmak için hava basınçlı tahrik kullandık, bununla telefona benzer bir şeyden | TED | لذلك استخدمنا محرك دفع بالهواء المضغوط لصنع جهاز متحول متحرك حيث يمكنك الذهاب من شيء يشبه إلى حدٍ ما الجهاز المحمول -- |
Yaklaşık 1,2 milyon fit küp sıkıştırılmış hava var. | TED | إنها مشكلة من حوالي 1.2 مليون قدم مكعب من الهواء المضغوط. |
Dış çeperi bambudan örülmüş, içteki nüve ise taş ve sıkıştırılmış toprak. | TED | يتألف الهيكل الخارجي من الخيزران المحبوك والداخلي من الحجار والتراب المضغوط |
Elektrikli motorlar, elektromekanik çalıştırıcılar yerine sıkıştırılmış hava kullanıyoruz. | TED | فبدلاً من التركيز على المحركات الإلكترونية .. أو المحركات الميكاإلكترونية قمنا بإستخدام الهواء المضغوط |
sıkıştırılmış havayla kilometre başına 0.60 rupi harcayan bir araba, | TED | كسيارة تسير على الهواء المضغوط بتكلفة ستة بيسة لكل كيلو متر |
Bir tuşa basınca ses dalgaları üreterek belirli bir boruya sıkıştırılmış hava gönderiyor. | Open Subtitles | اضغط زراً يُرسل الهواء المضغوط إلى أنبوب محدد |
sıkıştırılmış hava ya da mancınıkla gözü pek kahramanımız fırlatılır. | Open Subtitles | الهواء المضغوط أن المنجنيقات تقذف بالشخص في الهواء |