| ağır metal o zaman. Evinde simir arayın. Ben gidemem. | Open Subtitles | فليكن تسمّم المعادن الثقيلة فتشوا منزله وخذوا عينات من المحيط |
| Toksin, ağır metal, ensefalit veya Alzheimer'dan başka olasılıklara sebep olabilecek şeyler arayın. | Open Subtitles | ابحثوا عن السموم، المعادن الثقيلة أي شئ يفسر هذا غير الزهايمر و التهاب الدماغ |
| İnterferon ağır metal zehirlenmesi içinde onaylı bir tedavi değil. | Open Subtitles | الإنترفيرون ليس علاجاً موثقاً لتسمم المعادن الثقيلة أيضاً |
| Hafif metallerden ağır metal yaratan süpernova tekrar işlemesi ile bağlantılı. | Open Subtitles | انها تتعلق بعملية اعادة التصنيع التي تحول المعادن الثقيلة الى معادن خفيفة |
| Aslında ağır metalleri yemesi ve sonrasında zararsız organik madde çıkarması için. | Open Subtitles | حرفيا هو يأكل المعادن الثقيلة ثم ينتج مواد عضوية غير ضارة |
| Altı defa zehir araştırması yaptık, her ağır metal için, her zehir için ve düşünebildiğimiz her biyolojik ajan için test ettik. | Open Subtitles | أجرينا 6 فحوصات شاملة للسموم وبحثنا عن كل المعادن الثقيلة والسموم والعوامل البيولوجية التي نعرفها |
| ağır metal zehirlenmesi görme bozukluğu yapabilir, özelliklede Talyum. | Open Subtitles | تسمم المعادن الثقيلة قد يسبب تغير الرؤية خاصة الثاليوم |
| ağır metal zehirlenmesi görme bozukluğu yapabilir, özellikle de Talyum. | Open Subtitles | تسمم المعادن الثقيلة قد يسبب تغير الرؤية |
| ağır metal zehirlenmesi ataksiyi ve nöbetleri açıklayabilir. | Open Subtitles | تسمم المعادن الثقيلة يفسر الهزع و النوبات |
| Her hangi bir mineral veya ağır metal ya da ikisini de bulunduran bir obje olabilir. | Open Subtitles | حسنا, ومن اين تأتي تلك التداخلات؟ حسنا, أي عدد من المعادن أو المعادن الثقيلة او يمكن ان تكون تحفة تحتوي الاثنين |
| Toprakla uğraşmak böcek ilaçları ve ağır metal maruziyetine neden olabilir. Çok sayıda sorun yaratabilir. | Open Subtitles | عندما تحفر بالتربة، قد تتعرّض للمبيدات المعادن الثقيلة والكثير من الأشياء الرديئة |
| Fibrozis var mı görmek için karaciğer anjiyosu yapın. Evinde de ağır metal var mı bakın. | Open Subtitles | أجروا صورة وعائيّة للكبد لتفقد التليّف، وفتشوا المنزل بحثاً عن المعادن الثقيلة |
| Dişi ağır metal zehirlenmesinden düşmedi. Malnütrisyondan düştü. | Open Subtitles | لم يقع ضرسه بسبب تسمّم المعادن الثقيلة بل بسبب سوء التغذية |
| Belki de sorun dışarıdan alınan bir ağır metal değildir. | Open Subtitles | ربما المشكلة ليست في المعادن الثقيلة من الخارج |
| Tırnaklarında şekil bozukluğu vardı ve ağır metal zehirlenmesini düşünüyorum. | Open Subtitles | هناك خطوط ميز على اظافره الآن انا اظن انه مصاب بتسمم المعادن الثقيلة |
| Chase, testleri beklerken ağır metal şelasyonuna başla. | Open Subtitles | تشايس)، ابدأ بإزالة المعادن الثقيلة من الدم) بينما ننتظر النتائج |
| Chase, testleri beklerken ağır metal şelasyonuna başla. | Open Subtitles | تشايس)، ابدأ بإزالة المعادن الثقيلة من الدم) بينما ننتظر النتائج |
| Çok yoğun bir iç kanaması ve kanında ağır metal artışı var. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} كان لديها نزيف داخلى شديد و نسبة المعادن الثقيلة مرتفعة فى دمها |
| Üreticiler hangi ağır metalleri kullandıklarını rapor etmek zorunda değiller | Open Subtitles | مطالبةً أنْ ترفع تقريراً عن المعادن الثقيلة التي تستخدمها في البنية الأساسية للصباغ |
| Kandaki ağır metalleri atıyor. | Open Subtitles | إنه يزيل المعادن الثقيلة من الدم. |