Bu da, birleşmeye Karşı olanların istediğinin gerçekleşmesi demektir. | Open Subtitles | وهذا هو بالظبط ما يريده المعارضون على إعادة التوحيد |
Karşı avukatlar bu işi büyük ihtimalle gönülsüz yapacaklar. | Open Subtitles | المحامون المعارضون على الأرجح سيمرون على مجموعة من الاقتراحات |
Böylece bu eylemler inanılmaz derece etkileyici oldu ve tanındı, böylece muhalifler 1985'te onlara Karşı bakış açımızı değiştirmek için çevre teröristleri adında yeni bir kelime çıkardılar. | TED | هذه الحركات أصبحت فعالة جدًا ومشهورة، في 1985، ابتكر المعارضون كلمة جديدة، إرهابيو البيئة، ليثنونا عن كيفية نظرتنا لهم. |
Kanadalılar protestocuların bölgeye girmelerine izin veriyorlar. | Open Subtitles | الكنديون يتركوا المعارضون على طول الطريق حتى الحدود |
protestocuların lobiyi asla geçmemeleri gerekiyordu. | Open Subtitles | هؤلاء المعارضون لم يجب أن ينجحوا بفعل هذا عبروا عبر صالة الاستقبال |
(Alkışlar) Eğer böyle bir bilimsel problemle Karşı karşıyaysanız, bunu oylamaya sunup "evet diyenlerin sayısı daha fazla" diyerek çözemezsiniz. | TED | (تصفيق) و اذا واجهتكم مشكلة علمية مثل هذه لا يمكنكم مواجهتها عن طريق عقد لجنة و القول " الموافقون اكثر من المعارضون" |
Çocukların oyun sahasına Karşı olanlar? | Open Subtitles | وكل المعارضون لملعب الاطفال |
Başkan Hassan'a bağlı güçler, hâlâ muhaliflere Karşı sert davranıyor ve vazgeçeceklerine yönelik herhangi bir izlenim yok. | Open Subtitles | قوات أمن الرئيس (حسّان) مازالت تقمع المعارضون ولا يظهرون أي إشاراتٍ للتهدئة |
Karşı olanlar? | Open Subtitles | جميع المعارضون ؟ |