Ve böyle bir çağdaş sanatlar müzesini desteklemek fikri onların ticari tasarılarını oluşturdu, yani meseleye tersten baktılar. | TED | وحقيقة أنهم يريدون الدعم متحف الفن المعاصر في الواقع مبنية على شكلية، ولذلك عملت في الاتجاه المعاكس. |
Çekirdekleri inşa ederken, çağdaş sanat müzesini aşamalı olarak inşa ediyoruz. | TED | نبني في الصميم نحن نبنى متحف الفن المعاصر في الدرجة |
İsimsiz. Her neyse, 20. yüzyılda çağdaş sanat tuhaf birşey yapmak ve boşluğu açıklama ve yorumlama ile doldurmak demek -- ki benim yaptığım da buydu. | TED | على أي حال، الفن المعاصر في القرن ال20 هو حول القيام بشيء غريب ثم ملئ الفراغ بشرح و تفسير -- بالضرورة مثل ما فعلت. |
Bir plastik laminat firması olan Wilsonart International, ki aynı zamanda dünyanın en büyük plastik laminat şirketidir, benden 2000'deki Uluslararası çağdaş Mobilya Fuarı'ndaki sergi için bir stand / satış reyonu dizayn etmemi istediler. | TED | لقد دعيت من قبل ويلسونارت الدولية شركة للألواح البلاستيكية وهي أكبر شركة للألواح البلاستيكية في العالم طلبوا مني تصميم كشك لهم ليعرض في معرض الأثاث الدولي المعاصر في نيويورك 2000 |