Sapına kadar Amerikalı gitmişti, ılımlı imam da öyle. | Open Subtitles | الصبي الأمريكي اختفى، وكذلك الإمام المعتدل. |
Bu adam ılımlı ve rüşvete karşı. | Open Subtitles | هذا الرجل ل المعتدل ولا يمكن شراؤها. |
"Belicoff'un yeni ılımlı yaklaşımı" | Open Subtitles | خبر عاجل: الموقف المعتدل الجديد لـ(بيليكوف) |
Ben en çok bu versiyonu seviyorum, çünkü bazı çocuklar daha büyük, bazıları daha küçük ve bana göre bu tıpkı Goldilocks'un yulaf lapası gibi, tam olması gerektiği gibi. | TED | هذه النسخة المفضلة لدي، لأن بعض الأولاد أكبر وبعضهم أصغر، وبالنسبة لي، هذه مثل المعتدل في العصيدة |
Bazı insanlar buna Goldilocks'un paradigması diyorlar çok fazla değil, çok az değil, her şey yolunda. | Open Subtitles | يُسمِّي بعض الناس هذه الظاهرة بالنموذج المعتدل فتلك المعايير ليست كبيرة ولا ضئيلة بل كل شيء مثالي |
Bunun olmaması gereken bir şehirde çünkü ılıman iklimleri var tüm yıl boyunca 20-25 derece arası. | TED | وفي مدينة لا ينبغي لهذا أن يحدث بسبب طقسهم المعتدل الذي يتراوح من 20 إلى 25 درجة طوال السنة |
Biraz şaşırdım çünkü bu geceki filmin "Goldilocks" olacağını sanıyordum. | Open Subtitles | فاجئنى هذا نوعاً ما,لأنى ظننت "ان فيلم الليلة هو "المعتدل |
Ve üç küçük ayı çok tuhaf bir durumla karşılaşmamaya çalışıyormuş ve hepsi Goldilocks'u yatağa götürmüş. | Open Subtitles | ...اذاً بعدها الثلاث دببة الصغار حاولوا ,ان يتجنبوا موقفاً غير ملائم للغاية وأخذوا المعتدل الى السرير.هيا بنا |
Goldilocks'ın omuzları gibi düşün. | Open Subtitles | انه الكتف المعتدل. |
Sıcak. Hoş. İstatistiklere göre ılıman bölgelerde yaşayan insanlar kendilerini öldürmeye daha az meyilli oluyor. | Open Subtitles | دافئ ولطيف ، الناس في الطقس المعتدل |
Her kış fırtına Güney Afrika'nın ılıman iklimini bozup soğuk akıntılar sardalyaları daha kuzeye taşırken sıcak akıntılar onları sürükleyerek kıyının daha yakınlarına getirir. | Open Subtitles | كل عاصفة شتوية تخلّ المناخ الأفريقي الجنوبي المعتدل بتيارات باردة تدفع السردين أبعد وأبعد شمالاً وتيارات دافئة تدفعهم أقرب وأقرب للشاطئ |