Fakat tüm saldırganların yakalandığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | لكننا واثقون من أن جميع المعتدين قد تم القضاء عليهم |
Konu çocuklara geldiğinde, çenelerini kapalı tutan suçlular, ya da işi avukatlarına bırakanlar, | Open Subtitles | عندما يتعلق الأمر بالأطفال المعتدين الذين لا يتكلمون أو يدعون محاميهم يتكفلون بالأمر |
Ölü bir Saldırgan. Gerçi kafasının bu hale nasıl geldiğini bilemiyorum. | Open Subtitles | واحد من المعتدين ميت ولكن لا أدري كيف رأسـه أصبح هكذا |
Diğer saldırganlar, karanlıkta öylece kayboldu ve orada uzandığımda, buz kesilmiştim. | Open Subtitles | بقيّة المعتدين اختفوا في ظلام الليل وبينما كنت واقفاً هناك , مذهولاً |
Buranın kanunlarına göre arazime izinsiz girenlere ve saldırganlara karşı kendimi koruyabilirim. | Open Subtitles | حيث قوانين الملكية تقول أنه يمكنني أن أدافع عن أرضي ضد جميع المعتدين و المتجاوزين |
Bu görme engelli adam kendini savunabilmiş ve saldırganlardan ikisini olay yerinde vurarak öldürmüş. | Open Subtitles | هذا الرجل الأعمى كان قادرًا على الدافاع عن نفسه، من خلال أطلاق النار وقتل كِلا المعتدين بالفور. |
İzinsiz giren olursa vursunlar diye sınır devriyesine para ödediklerini duydum. | Open Subtitles | سمعت إنهم دفعوا لدورية الحدود لإطلاق النار على المعتدين على مرأى |
Yakıcı sıvı işgalcileri durduruyor. | Open Subtitles | يقوم السائل اللاسع بصدّ المعتدين |
Sebepsiz yere İngiliz kanı döken bu saldırganların? | Open Subtitles | هؤلاء المعتدين الذي يريدون سفك الدم الإنجليزي بتعسف؟ |
Onlar da saldırganların bir alt grubudur. | Open Subtitles | انهم مجموعة من المعتدين العنيفين |
saldırganların prezervatif takması pek yaygın değildir. | Open Subtitles | إنه مشاع بين المعتدين إرتداء واقي ذكري |
Bu tarz suçlular genç, sosyal açıdan olgunlaşmamış, ortalama zekaya sahiptirler ve psikopat eğilimleri vardır. | Open Subtitles | هذا النوع من المعتدين يتصف بأنه يافع غير ناضج اجتماعيا بذكاء متوسط مع سمات شخصية عديمة المشاعر |
Peki Garcia'nın bize gönderdiği ergen suçlular listesi? | Open Subtitles | ماذا عن لائحة المعتدين الأحداث التي أرسلتها غارسيا؟ |
Saldırgan olarak görünürüz. | Open Subtitles | سوف يبدو الأمر كأننا المعتدين. |
Saldırgan olan onlar değil yüzbaşı biziz. | Open Subtitles | هم ليسوا المعتدين, يا مقيب بل نحن |
- Bu Dane! - saldırganlar profesyonel... | Open Subtitles | "إنه "دين- ...المعتدين يبدو أنهم محترفين"- |
saldırganlar içinde yabancı uyruklu kimse var mıydı? | Open Subtitles | هل كان المعتدين رعايا أجانب ؟ |
Siyah kıyafet giymiş maskeli bir kadının saldırganlara saldırdığını tarif ediyorlar. | Open Subtitles | يصفونها بامرأة مقنّعة سوادء الحلّة تهاجم المعتدين. |
Dün gece Zaofu'ya giren saldırganlara yardım ettiniz mi? | Open Subtitles | هل ساعدت المعتدين فى دخول زاوفو الليله الماضيه؟ |
Bezdirme meselesinde, ceza alma olayında sen kurbandın, saldırganlardan biri değildin. | Open Subtitles | بشأن المضايقة، والمعاملة القاسية كنت الضحية، وليس أحد المعتدين |
Kendimi saldırganlardan korumam lazım. | Open Subtitles | لابد أن أدافع عن نفسى ضد المعتدين |
Kuleye izinsiz girmek isteyenler Griffin saldırısından korkacaklardı. | Open Subtitles | وعندما دخل المعتدين الى البرج هربوا من مهاجمة الجريفين |
Tam bir yıl sonra Mariah Dağı patlayıp, işgalcileri erimiş kayaların altına gömdü ve bir zamanlar muhteşem olan şehrin tüm izlerini yok etti. | Open Subtitles | و بعد سنه من ذلك اليوم انفجر جبل "مرياه", و دفن المعتدين تحته مطر من الصخور المنصهره، و دمر كل اثر عن وجود هذه المدينه العظيمه |