Bulaşıcı hastalıklar tüm dünyada hâlâ acı ve ölümün temel sebebi. | TED | الأمراض المعدية لا تزال السبب الرئيسي لمعاناة وموت البشر حول العالم |
Bulaşıcı hastalıkları tedavi edebilmek için penisilin gibi yeni ilaçlar ürettik. | TED | قمنا بتطوير أدوية جديدة كالبنسلين كي نستطيع علاج هذه الأمراض المعدية. |
Çiftlik hayvanlarında enfeksiyon etkenlerinin tedavisi için çalışan bir ekibin üyesiydim. | Open Subtitles | كنت جزءا من البرنامج الاجتماعي معالجة العوامل المعدية في الثروة الحيوانية. |
Christian ve ben 20 yıldır dünyanın her yerinde enfeksiyon hastalıklarını inceliyoruz. | TED | ندرسُ أنا وكريستشن الأمراض المعدية المنتشرة حول العالم لعقدين من الزمان. |
Uyutulmak için mide asidi tarafından sallanacak. | Open Subtitles | ستهدهد للنوم برفق، من قبل الأحماض المعدية |
Şu anda ben eğitim alan bir Bulaşıcı hastalık epidemiyolojistiyim. | TED | الآن، أنا أخصائية في الأوبئة والأمراض المعدية من خلال التدريب. |
Tamam, dinle, Gus, feribottaki çocuklarla konuşmanı istiyorum. | Open Subtitles | "استمع الي يا "جس أريدك أن تتحدث مع أفراد المعدية |
Ancak daha önce söylediğim gibi, aynı mantık Bulaşıcı hastalıklar ile ilgili pek çok alana uygulanabilir, uygulanmalı da. | TED | و لكن كما قلت منذ قليل, هذا النوع من المنطق ينطبق على الأمراض المعدية, و ينبغى أن يكون كذلك. |
Bu laboratuvar, Bulaşıcı bakteri özelliklerini inceleyen İskoç bilim insanı Alexander Fleming'e ait. | TED | ينتمي هذا المختبر إلى أليكسندر فلمنغ، وهو عالم إسكتلندي يدرس خصائص البكتيريا المعدية. |
Bulaşıcı hastalıkları ünitesi için, lütfen 23 sırasından numara alın. | Open Subtitles | وحدة الامراض المعدية ، المرجو التقاط الخط الثالث و العشرين |
Onun o Bulaşıcı gülümsemesini ve her günümüze kattığı neşeyi özleyeceğim. | Open Subtitles | وسوف أفتقد تلك الابتسامة المعدية والفرح الذي يحضره معه كل يوم |
Bulaşıcı hastalıklardan ellisi, insan dışkısıyla taşınıyor. | TED | إن خمسين نوع من الأمراض المعدية ينتقلون عبر قاذورات الإنسان. |
Artık fakir ve savunmasız kişiler , yada aslında hiç kimse, bir enfeksiyon hastalığı ile tehdit edilmemeli. | TED | لم يعد الفقراء و الضعفاء في خطر الإصابة بالأمراض المعدية أو أي أحد. |
Ve tüm soğuk algınlığı, boğaz şişmesi ve enfeksiyon gibi rahatsızlıkların küçük belirtilerini ciddi şekilde azaltır. | Open Subtitles | و كل الأعراض الصغرى كالسعال و الزكام و التهاب الحلق و الأمراض المعدية ستقل بصورة ملحوظة |
Açıklanamayan ağrıların ateşin ve deride kızarıklığın en olası nedeni enfeksiyon hastalıkları ve parazitlerdir. | Open Subtitles | الأمراض المعدية و الآفات علي الأرجح سبب الألم الغير مفسر الحمي و الطفح الجلدي |
Açıklanamayan ağrıların ateşin ve deride kızarıklığın en olası nedeni enfeksiyon hastalıkları ve parazitlerdir. | Open Subtitles | الأمراض المعدية و الآفات علي الأرجح سبب الألم الغير مفسر الحمي و الطفح الجلدي |
Ben heyet onaylı bir enfeksiyon hastalıkları uzmanıyım. | Open Subtitles | علي الجانب الآخر أنا متخصص مرخص من الهيئة في الأمراض المعدية |
Odama gidip enfeksiyon hastalıkları paneli dokümanlarımı gözden geçirmeliyim. | Open Subtitles | لابد أن أذهب إلى غرفتي و مراجعة بعض الأوراق المتعلقة بقائمة الأمراض المعدية |
Ne? Hodgins'in mide ekşimesi var. Çünkü mide asidi yemek borusuna kadar yükseliyor. | Open Subtitles | هوديجنز يعاني من الحرقة المعوية لأن أحماضه المعدية تصعد إلى المري |
İp, mide sıvısının boğazın üst kısmında kalarak dil kemiğinin zayıflamasına yol açmış olabilir. | Open Subtitles | و بالتالي يحبس الحبل العصارة المعدية إلى الأعلى نحو الحلق مُضعفاً بذلك عظمة الترقوة |
Son otuz senede hayvanlarda başlayıp insanlara bulaşan 30 yeni hastalık ortaya çıktı. | TED | وقد كان هناك 30 رواية من الأمراض المعدية الناشئة أن تبدأ في الحيوانات التي ارتفعت الأنواع خلال ال 30 سنة الماضية. |
Tamam, dinle, Gus, feribottaki çocuklarla konuşmanı istiyorum. | Open Subtitles | "استمع الي يا "جس أريدك أن تتحدث مع أفراد المعدية |
Onunla birlikte Staten adası feribotuna binmeye gideceğiz. | Open Subtitles | سأجعلها تأخذ المعدية لجزيرة ستاتين |