Fikri olan kişi, bilgiye sahip olmayabilir, ama bilgi ulaşılabilirdir. | TED | من يملك فكرة قد لا يملك معرفة، لكن المعرفة متوفرة. |
Tüm varlığımız alıp, kazandığımız o yeni bilgi etrafına sarmalı ve aralarında bağlar kurmalıyız, böylece daha anlamlı hale gelir. | TED | نريد ان ناخذ وجودنا ككل و نضعه حول تلك المعرفة الجديدة و نقوم بكل تلك الارتباطات و سيصبح ذو معنى |
Mo modeli, herkesin girişimci olduğunu varsayan, etkili bir dağılımı ve bilgi paylaşımını engelleyen modelden daha iyi olabilir. | TED | قد يكون هذا النموذج لمو أفضل من نماذج كل رواد الأعمال، الذي يمنع أي وسيلة فعّالة لنشر وتبادل المعرفة. |
Bu Komiserin ne söylemeğe çalıştığını nihai olarak bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد المعرفة على الفور ما يحاول هذا الملازم أن يقول |
Bazıları altın değerindeki bu evrensel bilgiyi Plato'nun nitelendirdiğini düşünüyor bazıları da Pythagoras'un. | TED | ويعزوا بعض المحللين هذه المعرفة الذهبية العالمية إلى أفلاطون وآخرون يعزوها إلى فيثاغورس |
Neden bize Harflerin Adamları olayını anlatmıyorsun yoksa tek başınasın. | Open Subtitles | "ماذا عن إخبارنا بقصة "رجال المعرفة تلك وإلا ستكون بمفردك؟ |
Ben bir kütüphaneciyim ve yapmaya çalıştığı şey bütün bilgi kaynaklarını onlara ulaşmak isteyen olabildiğince çok insana ulaştırmak. | TED | أنا أمين مكتبة, وما أحاول أن أفعله أن أجعل كل أعمال المعرفة بمتناول أكبر عدد ممكن من الراغبين بقراءتها |
Bir bilgi toplumunda, bu oran şu anda 427'ye 1'dir. | TED | في مجتمع المعرفة ، هذا العدد الآن 427 إلي 1. |
Kendi bilinçsizliğin ... tüm bilgi ve başardıklarını uygun icra etmeye--- en büyük engellemedir ve unutmana da sebep olacaktır. | Open Subtitles | الوعى بالنفس هو أكبر عائق أمام التنفيذ السليم لكل المعرفة والمهارات التى إكتسبتها قدر لها أن تذهب فى طى النسيان |
bilgi güçtür, ve ben ona bu gücü vermek istemiyorum. | Open Subtitles | . المعرفة قوة , ولم ارد ان امنحه هذه القوة |
Uzun süredir, bilgiye ulaşmanın yolunun bilgi vermek olduğuna inanırım. | Open Subtitles | اعتقدت طويلا اننا افضل طريقة للحصول علي المعرفة هو اعطائها |
ve tüm bilgi yığını orada, ortada duruyordu, tüm bilgi ve daha da içine daldıkça çok daha fazlasını buldum. | Open Subtitles | و هنالك كانت، تماماً في المنتصف هذه الكتلة من المعرفة. هذه الكتلة الكاملة من المعرفة كلّما تفحّصتُ أكثر وجدتُ المزيد. |
Ama hâlâ o lavabonun altına bakmana ne sebep oldu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | لكن لا زلت اريد المعرفة لكن مالذي جعلك تنظر اسفل ذلك الحوض |
Zach Piller'in, Afganistan'daki katliam hakkında söylediği her şeyi bilmek istiyoruz. | Open Subtitles | نريد المعرفة كلّ شيء قاله زاك بيلر حول المذبحة في أفغانستان |
İhtiyacım olan bilgiyi getirmek için gönderdiğim adamım hainlik edebilecekmiş gibi görünmeli. | Open Subtitles | بإحضار المعرفة التي أحتاجها فثاني حاجتي هي أن أبدوا غير مؤهل للولاء |
Ve ne bu bilgiyi ne de yeteneklerinin tehlike oluşturduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | ونحن لا نعلم سواء هذه المعرفة او قدراته هي الخطر الحقيقي |
Bu ismi o haberi birinin yerleştirdiğini düşünüyorum. Harflerin Adamlarından biri geldiğinde bir şeyin eksik olduğunu anlasın diye. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك من وضع إسمه في تلك المقالة حتى ،إن جاء أحد رجال المعرفة باحثًا عن أجوبة |
Ve son olarak, bilginin en sevdiğim dokusu. | TED | وفي النهاية .. طبقة الجمال التي احب .. طبقة المعرفة |
Delikanlının liderlik edecek ne deneyimi ne de bilgisi var. | Open Subtitles | الولد ليس لديه ايا من الخبرة او المعرفة لان يقود |
Öyle bir cihaz, Yaprak Kitabı'ndaki bilgiler olmadan nasıl yapılabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن صُنع هذا الجهاز بدون المعرفة الموجودة بكتاب الارواح |
Bizim hükûmetimiz, insanlarımız bu bilgileri belgelendirmedi, bu bilgileri ciddiye almadı. | TED | لم تُوثِّق حكوماتنا وشعوبنا، ولم يأخذوا هذه المعرفة على محمل الجد، |
Bak Ambi, aramızdakinin ne olduğunu bilmiyorum ama öğrenmek istiyorum, | Open Subtitles | انظرى أمبي، أنا لا أعرف مالذى بيننا لكنّي أريد المعرفة |
Senin bilmeye hakkın var. Görünüyorki sıcak savaşın içindeyiz. | Open Subtitles | من المفترض الا أخبرك بذلك ولكنك ضابط جيد ولك الحق فى المعرفة |
Bu bilgiyle yalnız başıma yaşayamam. | Open Subtitles | . لا يمكننى أن أعيش وحيداً مع تلك المعرفة |
bilgili çalışanlar tarafından saygıyla karşılandıkları takdirde insanların daha çok bilgi paylaşacaklarını biliyorum. | TED | انظروا، الآن أعرف أن الناس أكثر استعدادًا لمشاركة المعلومات عندما يعاملهم الموظفون ذوو المعرفة باحترام. |
Gerçek hayatta, temel bilgiden sıyrılıp kullanımına teşebbüs etmek bunun gibi daha fazlasıdır. | TED | في الواقع, محاولة الانتقال من المعرفة الاولية الى تطبيقاتها تشبه اكثر هذا |
Haklı, Bilmeyi hak ediyor ama ona ne söyleyeceğim? | Open Subtitles | إنه على حق، فهو يستحق المعرفة ولكن مالذي سأخبره به؟ |