Bir sürü muhteşem sergi göreceğiz. | Open Subtitles | هناك الكثير من المعروضات الرائعة |
Burada sergi için hazırlanıyorlar. | Open Subtitles | هنا حيث يحضّرون المعروضات |
Şimdi de Janoth yayınlarında konu edilen çeşitli alanlardaki son gelişmeleri gösteren halka açık sergileri gezeceğiz. | Open Subtitles | والآن ,سنزور المعروضات العامة, والتى تعرض آخر التطورات, فى مختلف المجالات التى تغطيها مؤسسة جانوث. |
Kahve masasının üstüne yakın zamanda müzede gerçekleşecek sergileri gösteren dergi koydu. | Open Subtitles | وضع كتاب مصور لقائمة المعروضات بالأفتتاح التالي للمعرض، على طاولة الشاي. |
Bu nedenle Sergilenen eserleri hemen kayda girmeliyiz. | Open Subtitles | لذا ، يتعين علينا أن نجْرُد المعروضات حالاً |
Son dönemde Sergilenen çoğu eseri listeledik. | Open Subtitles | لقد سجلنا مؤخرا العديد من المعروضات. |
- Muhteşem Sergiye bakın. | Open Subtitles | إنظروا إلى هذه المعروضات الرائعة |
Elbette ki onu burada buldunuz sergiden dolayı değil serginin çektiği kalabalıktan dolayı. | Open Subtitles | كلا، بالطبع، أنت عثرت عليه هنا ليس بسبب المعرض ولكن بسبب الحشد الذي تجذبه المعروضات |
Hayır Bay Daley, eklemiyoruz. Eski sergi eşyalarını değiştiriyoruz. | Open Subtitles | لا نضيف يا سيّد (دايلي)، بل نغيّر المعروضات القديمة. |
Görünüşe göre ben, Rexy ve birkaç meşhur sergi öğesi şimdilik burada kalacağız. | Open Subtitles | سأبقى هنا مع (ريكسي) وبعض المعروضات للوقت الراهنا على ما يبدو. |
sergi eşyalarına sarılma. | Open Subtitles | لا تحتضن المعروضات. |
Bazen o kadar kalabalık olur ki, ...bu sergileri, istediğiniz gibi yakından görmek oldukça zor olabilir. | Open Subtitles | بين الحين والآخر يزدحم المتحف بالزوار بدرجة تصعب معها رؤية المعروضات عن قرب كما يحلو لك |
Sadece şehir dışına, burada sergileri de alabilirsin. | Open Subtitles | فقط خارج المدينة هنا، حيث يمكنك ويمكن أيضا شراء المعروضات. |
Sergilenen şeyleri farklı biçimlerde harekete geçirmek için dans eden, koşan ve zıplayan insanlar oluyordu, daha sonra bir anda duruyor ve ölümle ilgili bir sergide olduklarını fark ediyor ve davranışlarının belki de ortama uygun olmadığını düşünüyorlardı. | TED | كان لدينا أشخاص يرقصون ويركضون ويقفزون كأنهم حاولوا تنشيط المعروضات بطرق مختلفة، وكانوا عند مرحلة معينة يتوقفون نوعًا ما ويتذكرون بأنهم كانوا في معرض عن الموت، وأن هذه ربما لسيت الطريقة التي يفترض أن يتصرفوا بها. |
- Sergilenen diğer şeylere bakıyorduk. | Open Subtitles | نشاهد بعض المعروضات الآخرى |
- Sergilenen eşyalara dokunmayın. | Open Subtitles | لا تلمس المعروضات |
Sergiye dokunmayın. | Open Subtitles | لا تلمسوا المعروضات. |
Sergiye dokunmayınız. | Open Subtitles | لا تلمسوا المعروضات. |
Bu Sergiye bayılıyorum. | Open Subtitles | أحب هذه المعروضات |
Müsade ederseniz serginin temizliğini kontrol edeyim.. | Open Subtitles | من أن المعروضات قد تم تنظيفها |