ويكيبيديا

    "المعطف" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ceketi
        
    • ceket
        
    • palto
        
    • paltoyu
        
    • ceketli
        
    • ceketini
        
    • montu
        
    • ceketin
        
    • önlük
        
    • paltonun
        
    • cekete
        
    • mont
        
    • ceketten
        
    • ceketle
        
    • Paltonu
        
    Simone, üzerindeki ceketi biliyorum. Doğum gününde onu Viktor'a ben hediye etmiştim. Open Subtitles سيمون انا اعرف المعطف الذي ترتدية لقد اعطيته لفيكتور في عيد ميلادة
    ceketi çok kötüydü yosun çim ve bok ekledin Değil mi? Open Subtitles كان المعطف مروعاً لقد أضفت بعض الأعشاب والطحالب ، أليس كذلك؟
    Sana Şirinler çizgi filmindekilerin renginde bir ceket mi aldı? Open Subtitles ماذا , هل أشترت لك هذا المعطف بلوّن السنافر ؟
    Olay mahallinden kaçan kişi gibi siyah bir palto giyiyor. Open Subtitles إنها ترتدي المعطف الداكن كما الشخص الذي ترك مسرح الجريمة
    Ve sen... Evet, hâlâ bana o güzelim paltoyu borçlusun. Open Subtitles نعم أنت ، لا تزال تدين لي بسعر ذلك المعطف
    Görünüşe göre ben çocuksuymuşum. Peki o deri ceketli kaltak ne? Open Subtitles يبدو أنـي طفوليـة و تلك الحقيرة في المعطف الجلديّ مـاذا ؟
    Sadece kaybettiğini sandığın deri ceketini bulduğumu söylemek istedim. Open Subtitles أردت فقط أن أخبرك أننى وجدت المعطف الجلد الذى ظننت أنك فقدته
    Sen pantolonu giydirirsin, o ceketi çıkartır ve böyle devam eder. Open Subtitles ،عندما تلبسينه البنطال يقوم هو بخلع المعطف و يستمر الوضع هكذا
    Oraya gidip, oradaki kendini beğenmiş mine etekli tüm tezgahtarları caziben ile etkileyebilir ve bu ceketi bedavaya alabilirsin. Open Subtitles حسناً , يمكنك الذهاب الى هناك وتغرين البائع وتمثلي التكبر والغرور عليه , وتأخذين المعطف مجاناً ولكنِك لن تفعلي
    Bu ceketi üstünden hiç çıkarma. Open Subtitles احرص على ارتداء هذه المعطف دائماً هل تسمع ؟
    Evet, eldivenimi taktım ve pencereden çıkıp nehre gittim, işte orası ceket, bıçak ve eldivenlerin bulunduğu yer Open Subtitles نعم, أرتديت قفازى و خرجت من النافذة الى النهر هناك حيث يوجد المعطف والسكين والقفازات
    Ağlamaya başladım, içeri gelerek üzerime bir ceket koydular. Open Subtitles بدأتُ أصرخ وجلبوا المعطف الأبيض وألبسوني
    Yani, henüz ceket dışında hiç bir ipucumuz yok. Open Subtitles الذى أعلم أن أبنى لا يوجد فيه؟ ليس لدينا خيوط أدلة بجانب هذا المعطف
    Puro kutunuzun palto cebinde olmadığına emin misiniz? Open Subtitles هل أنت واثق أن علبة السجائر في جيب المعطف ؟
    Ben onu bavulların orada, yerde palto ile birlikte buldum. Open Subtitles وجدتها على الأرض بقرب المعطف امام حزام الأمتعة
    Git temizlen. palto yatağın üstünde. Open Subtitles اذهبِ واعتنِ بنفسكِ وتنظفي ..المعطف على السرير
    Mahkum gerçekten bu paltoyu ve şapkayı giyerken görülmüştü. Open Subtitles و أن السجين قد شوهد مرتديا هذا المعطف و هذه القبعة
    Madam Victoria şüphelendi. paltoyu geri koymayı unuttum. Open Subtitles السيدة فيكتوريا شكت بالأمر نسيت أن أعيد المعطف
    Siyah ceketli adamı gördün mü? O güçlü adamı gördün mü? Open Subtitles هل ترى ذلكَ الرجل صاحب المعطف الأسود, الشاب ذو العضلات المفتولة؟
    Beyninin sağ kısmının neden aniden ceketini giydiğin hakkında hiçbir fikri olamaz. Open Subtitles دماغك الأيمن لا يفهم سبب نهوضك المفاجئ وارتدائك المعطف
    - Bu montu seviyorum. - Geçen hafta Marilyn Hess'e rastladım. Open Subtitles حسنا ، يعجبني هذا المعطف بالصدفة التقيت بمارلين هيس الاسبوع الماضي
    Ona sahip çıkmayacak. Arabamın anahtarları o ceketin içindeydi. Open Subtitles ـ إنه لم يذهب للمنزل و لن سيحتفظ بهِ ـ مفاتيح سيارتيّ في ذلك المعطف
    Beyaz önlük giymek istiyorum. İnsanların bana doktor demelerini her şeyden çok istiyorum. Open Subtitles أريد المعطف الأبيض وأن ينادينى الناس أيتها الطبيبة أكثر من أى شئ
    Purolarım.Kompartımanda paltonun cebimde kaldı herhalde.. Open Subtitles علبة السجائر لابد أن أعود لداخل القطار لآخذها من المعطف
    Evet, cekete gitmeye baktığımızda orada kimin olduğuyla ilgili elemanla konuşmak istediğini söyledi. Open Subtitles أجل، قالت أنها أرادت التحدث مع الموظف الذي كان موجودًا عندما سحبنا المعطف
    Yarın Joshua geliyor, ve bende ona çıkma teklifi edecek cesaret yok ona bir mont satacağım ve bunu cebine koyacağım. Open Subtitles جوشوا سيأتي، و ما دمت لا أملك الجرأة على طلب الخروج معه لذا سأبيعه معطف وأضع هذه الورقة في جيب المعطف
    Kilo almışsın. Yeleğin kesinlikle ceketten daha yeni. Open Subtitles لقد ازداد وزنك الصدرية أجدد بشكل واضح من المعطف
    -Bence ceketle gitmelisin. Open Subtitles اعتقد اننا يجب ان نتجاوز امر المعطف الان
    Bir yere otur. Paltonu çıkar. Eskimo'ya benzemişsin. Open Subtitles خذ مقعدا و دعيني أخذ منك هذا المعطف لإنك تبدو مثل الإسكيمو

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد