Evet. Bazı Öğretmenler en az şeyi yaparak idare etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | أجل, كما تعرف, بعض المعلمين يكتفون فقط بالحد الأدنى من العمل؟ |
Onlara üç kopyasını Öğretmenler odasındaki masanın bacağını dengelemek için kullanabileceklerini söyledim. | Open Subtitles | قُيل لي أنهم يستخدمون 3 نسخ لتسوية رجل الطاولة في صالة المعلمين |
Söylemem lazım, ebeveyn öğretmen toplantıları için çıtayı oldukça yükselttin. | Open Subtitles | يجب أن أخبرك, لقد رفعت المستوى عالياً لمؤتمرات المعلمين والأباء |
Ayrıca öğretmenlerin iş fuarında 10 dakika önceden başlamasına da katıldık. | Open Subtitles | و إتفقنا بأن المعلمين سيحصلون على بداية مبكرة في معرض الوظائف |
Son zamanlarda, öğretmenleri onun internette gözetimsiz gezinmesine izin veriyor. | TED | في الآونة الأخيرة، سمح له المعلمين بأن يتصفح الإنترنت بدون الرقابة. |
Bu yüzden okuldaki öğretmenlerden geridönüş alarak ne gibi uygulamaları sevdiklerini öğreniyoruz. | TED | لذلك قمنا بأخذ التغذية الراجعة من المعلمين في المدرسة لنرى أي نوع من التطبيقات أعجبتهم |
öğretmenlere nasıl öğretileceğini öğreten öğretim materyali geliştirmek ve sağlamak için platform olarak Connexions'ı kullanacaklar. | TED | لتطوير وإرسال المواد التعليمية لتعليم المعلمين كيفية التدريس في 84 دولة حول العالم. |
Seni teseli edecekse söyleyim: Diğer Öğretmenler senin için uğraştı. | Open Subtitles | إن كـان لك في هـذا عـزاء جميع المعلمين صوتوا لك |
Bir dakika, tüm o vegan yiyecekler korumasız bir şekilde... Öğretmenler odasında duruyor. | Open Subtitles | مهلًا، كل تلك المخبوزات النباتية جالسة هناك وحسب غير محمية في استراحة المعلمين. |
Hayatımı, Öğretmenler odasındaki tuvaleti kullanmama izin vererek kurtardı. | TED | اتقذت حياتي بأن سمحت لي بالذهاب الى دورة المياه في استراحة المعلمين. |
Hepimiz hayatlarımızı tehlikeye attığımızı biliyorduk- Öğretmenler, öğrenciler ve anne babalarımız. | TED | كلنا كنا نعلم أننا نخاطر بحياتنا المعلمين والطلاب وكذلك آبائنا |
Bu yolculuktaki gençler, Öğretmenler yerine gözaltı memurlarıyla tanışıyorlar. | TED | يجتمع الشباب في هذه الرحلة بشرطة الآداب بدلًا من المعلمين. |
Gittiğim bir okulda Öğretmenler sınıfın ve tuvaletin inşaatını denetliyorlardı. | TED | ذهبت إلى مدرسة حيث كان المعلمين يشيدون بناء الصفوف ويشرفون على المرحاض |
Bunları çok fazla öğretmen kullanıyor. | TED | الكثير من المعلمين يستخدمون هذه الأشياء. |
Çoğu gün, çoğu öğretmen aslında okuldaydı. | TED | في معظم الأيام، كان المعلمين حقيقةً داخل المدارس. |
Gittiğim başka bir okulda, iki öğretmen yakındaki bir banka şubesine burs parasını çocukların hesabına yatırmaya gitmişti. | TED | ذهبت إلى مدرسة أخرى حيث ذهب اثنان من المعلمين إلى فرع بنك قريب لإيداع المال في حسابات خاصة بمنحة دراسية للأطفال. |
"Öğrenme arazisi" adlı bu eğitim amaçlı oyun sahası sistemi, öğretmenlerin de birlikte üretmesine imkan tanıyor. | TED | و هذا أيضا يعني التساند مع بعض المعلمين في خلق هذا النظام التعليمي المرح الذي يدعى المساحة التعليمية. |
Bunu söylememin nedeni; buradaki mevcut kültürün etkilerinden biri -doğrusunu söylemek gerekirse- öğretmenlerin uzmanlıklarının yok edilmesidir. | TED | السبب في أنني أقول هذا هو أن أحد آثار الثقافة الحالية هنا، إذا أمكنني قول ذلك، هو إلغاء مهنية المعلمين |
Eğer olsalar, bu öğretmenleri ellerinde tutamazlar; | TED | وإذا كان لديهم، لا يستطيعون الإحتفاظ بأؤلئك المعلمين. |
Bugünlerde, teknoloji konusunda öğrenciler öğretmenlerden biraz daha fazla bilgililer. | TED | في هذه الأيام ، أصبح الطلاب يعلمون عادة أكثر قليلا من المعلمين بخصوص التكنولوجيا. |
Öğrencileri elbette test ediyoruz ve öğretmenlere eksiksiz gösterge tablosu veriyoruz. Böylece öğrencilerin seviyelerini öğrenebiliyorlar. | TED | ونحن، بالطبع،نختبر الطلاب ومن ثم يتم إعطاء المعلمين لوحة القيادة الكاملة، ليتمكنوا من معرفة مستوى الطلاب في هذا. |
Öğretmenlerle konuşup öğrencileri asla taviz vermeyeceğimiz konusunda uyarmalarını isteyeceğim. | Open Subtitles | سأتحدث إلى المعلمين وأنبه الطلبة حول سياستنا عدم التسامح مطلقًا |
Eğer ustaları görecekseniz, onlara ebedi alevden bir parça götürmelisiniz. | Open Subtitles | إذا كنت ستذهبون لرؤية المعلمين يجب أن تحضروا معكم قطعة من اللهيب الأزلي |
Önceki sınıf öğretmeni de sizin kadar bağlı olsaydı işine Naoki bu hale gelmeyebilirdi. | Open Subtitles | اذا كان المعلم متحمس مثلك سيتم تعريفه من قبل غرفة المعلمين ناو لم يكن لينتهي من عملية حسابية هكذا |
Ejder Savaşçısı bize ustaların buluşması için açılış konuşmasını yapar mısın? | Open Subtitles | ، أيها المحارب التنين ، هل يمكن أن تشرفنا بقراءة الكلمات الإفتتاحية عن مبادئ المعلمين ؟ |
Sınıfı insanlaştırma adına yapılan bir çok şey öğrencinin öğretmene bölündüğü orana odaklanıyor. | TED | الكثير من الجهود لأنسنة فصول الدراسة تركز على نسبة المعلمين إلى الطلاب |
Ama birkaç ay önce -hep olduğu gibi- Twitter'a girdiğimde bir öğretmenin konuyu şöyle ele aldığını gördüm. | TED | منذ بضعة أشهر، قمت بتسجيل الدخول لتويتر ورأيت أحد المعلمين قد أخذ هذا الاعتقاد. |
Ağız dalaşını bırakın artık. okul Aile Birliği ensemde zaten. | Open Subtitles | قد سئمت من شجاركما يكفيني رابطة الأباء و المعلمين تلك |
- Bunu ben hallederim. - Neden sen veli toplantısına gitmiyorsun? | Open Subtitles | أنا مسيطر على الوضع, حسناً لم لا تذهب لاجتماع المعلمين ذاك؟ |
Sen nasıl bir öğretmensin? | Open Subtitles | ما هي نوعية المعلمين التي أنتِ منها ؟ |