Onun, bilerek katılmış olduğunu düşünmüyoruz ancak bu sabah nerede bulunacağınızı birilerine söylediğini düşünüyoruz ve bilgilerini ya da kimliklerini açıklamayı reddediyor. | Open Subtitles | لا نظن أن لديه مشاركة فعلية ولكننا نعتقد أنه كان يخبر المعلومات ,الخاصة بأمور هذا الصباح لشخصٍ ما |
Ryan'a bilgilerini doğru dürüst verirsin ve biz seni ararız. | Open Subtitles | ريان عنده المعلومات الخاصة بك سوف نتصل بك |
İrtibata geçtiği ya da onunla irtibata geçen herkesin bilgilerini öğren. | Open Subtitles | إحصل علي كل المعلومات الخاصة بالـأفراد الذين إتصلوا بها أو إتصلت بهم. |
Bilgilerinizi profilinize girin ve körelmeye başlayın. | Open Subtitles | عليك هو إدخال المعلومات الخاصة بك في ملفك الشخصي والبدء المسببة للعمى بعيدا. |
Bilgilerinizi alayım | Open Subtitles | اسمح لي أن أحصل على بعض المعلومات الخاصة بك |
Başka bir hastanın bilgilerini sizinle paylaşamam. | Open Subtitles | لا يمكنني مناقشة المعلومات الخاصة بمريضة أخرى |
Bu Fener tüm yüzükleri besleyen gücün bataryasıdır. Aynı zamanda tüm everenin bilinen bilgilerini de saklar. | Open Subtitles | تلكَ المنارة تحتوى القوى الكامنة الخاصة بالخواتم و أيضاً تحتوى كُل المعلومات الخاصة بالكون... |
500 "arkadaşıyla" tüm kişisel bilgilerini paylaşıp, bunlardan bize söz etmemesinden nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره أنهم يشاركون كل تلك المعلومات الخاصة مع 500 من "أصدقائهم" ولكن لا يتكلموا معنا عن ذلك |
Dostum, sadece bilgilerini ver. | Open Subtitles | المتأنق فقط أعطني المعلومات الخاصة بك |
Bana bilgilerini ver. | Open Subtitles | تعطيني المعلومات الخاصة بك. |
Kevin'ın bilgilerini birçok iş ortağıma ilettim. | Open Subtitles | قدمت المعلومات الخاصة بـ(كيفن) للعديد من شركائي |