Paraya kıyıp bluzumu kuru temizlemeye verdim. Kuru temizleme torbaları paramın olduğu zamanları hatırlatıyor. | Open Subtitles | تباهيتُ وجعلتهم يُنظّفون قميصي، أكياس المغاسل تُذكّرني لمّا كان عندي مالاً. |
Ama sen onun Kuru temizleme deterjanı gibi koktuğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لكنك قلت أن هذا مثل غسل شعري بمحلول المغاسل |
Çamaşırhanede iyi bir kadın bile boş makine için annesini doğrayacak kıvama gelirdi. | Open Subtitles | في المغاسل حتّى المرأة المهذّبة قد تصفع أمّها مرّتين من أجل مغسلة فارغة |
Çamaşırhanede dergiler için parti verilmez Tasha. | Open Subtitles | .(لا يوجد حفلات في المغاسل لمجلة ، (تاشا |
Çamaşırhaneler, şehir bölgesinde mi? | Open Subtitles | هل هذه المغاسل في المناطق الحضرية؟ |
Çamaşırhane'de boş makinalar Sade turlarından bile az geliyordu. | Open Subtitles | في المغاسل نادراً ما نعثر على غسّالة شاغرة |
Kuru temizlemeciler sık soyuluyor mu? | Open Subtitles | هل يتم سرقة المغاسل كثيراً؟ |
Bir de, bir diğer lise arkadaşı olan James St. Patrick ile Kuru temizleme zinciri var. | Open Subtitles | يستثمر في هذا المجال ولديه سلسلة من المغاسل (شراكة مع (سانت جيمس باتريك زميل دراسة آخر من المدرسة الثانوية |
- Ama bu Kuru temizleme yasalarından biri. | Open Subtitles | -لكن هذا قانون المغاسل |
Kuru temizleme kapandı, bu para tamamen Truth'un hesaplarından. | Open Subtitles | أغلقت المغاسل وكل حسابات (تروث) الأصلية |
Sonra Çamaşırhane, sonra da içki dükkanı açtım. | Open Subtitles | بعد ذلك كنت في مهنة المغاسل وبعدها في مهنة بيع الخمور |
Şu kahrolası Çamaşırhane gibi. Hayatıma engel oluyor. | Open Subtitles | مثل المغاسل الوحشية إنها تمنعني من أن اعيش حياتي |
O kuru temizlemeciler siz ve bay Patrick için iyi para kazandırıyor gözüküyor. | Open Subtitles | خدمة المغاسل تلك حقيقة لم يكن لها ذلك المردود عليك، وعلى السّيد (ست باتريك). |