Bütün sürpriz saldırılar gibi bunun da düzgün yapılması lazım. | Open Subtitles | مثل كلّ الهجمات المفاجئة يجب أن تقاد بشكل غير صحيح |
Eğer sürpriz doğumgünü partime beni geç götürürsen, Julia seni öldürür. | Open Subtitles | جوليا ستقتلك إذا جعلتنى متأخراً. عن حفلة عيد ميلادِي المفاجئة الخاصة |
c:#FF0080Yaklaşık yarım milyar yıl önce... c:#FF0080...genomların uzunluğundaki ani dramatik artışı gösteriyor. | Open Subtitles | إنها تظهر الزيادة المفاجئة في طول الجينوم قبل حوالي نصف مليار عام |
Kış kapıdayken, ani dalışlara, yakın takibe yol kesmeye bel bağlayacaklar. | Open Subtitles | في الشتاء المقبل ستعتمد ..على التوقفات المفاجئة ..و المطاردات الجوّية ..الاعتراض |
Şimdi sürprizi bozmak istemiyorum ama bunu yıllardır planlıyordum. | Open Subtitles | الآن لا أريد أن أكشف المفاجئة لكنني كنت أخطط لهذا منذ سنوات |
Ama daha sonra, aniden ana yoldan çıkıverdik. | Open Subtitles | ولكن المفاجئة اننا اصبحنا خارج الطريق الرئيسي. |
sürpriz avantajımız olduğunu sanıyorduk ama öyle değilmiş. Bu bizim günümüz değil. | Open Subtitles | و قد إعتقدنا ان عامل المفاجئة معنا و لكن هذا ليس صحيح |
Majestelerinin yaptığı bu sürpriz ziyaretten haberiniz vardı değil mi? | Open Subtitles | لقد عرفت, بالطبع أن جلالته كان سيقوم بهذه الزيارة المفاجئة? |
Bir çeşit sürpriz olabilir. "El işi, ağız işi, anal işi." | Open Subtitles | الذي يكون مصدوم ربما نوع ما من المفاجئة الاستمناء اليدوي والفموي |
Karmaşık hikayeleri, saptırılmış konuları, ve sürpriz sonları seviyoruz. | TED | نحب قصص النهايات المفاجئة نحن قصص تغير الخطط بصورة تامة |
fikirleri ortaya çıkartma sürecimiz aslında sürpriz yaratacak fikirleri üretebilme aleyhine olan bir süreç. | TED | العملية التي نستخدمها لصناعة الأشياء، لديها بعض الانحياز ضد الأفكار المفاجئة. |
Adeta sürpriz bir yeni yıl hediyesi gibi kendi ayağıyla bize geldi. | Open Subtitles | أنه سلم نفسه مثل هدايا أعياد الميلاد المفاجئة عند الباب. |
Yaşadığımız bu teknoloji dünyasında birçok genç insan ani Servet Sendromunun pençesine düşmüş durumda. | TED | جميع أنحاء العالم التكنولوجيا، نراه الشباب عضات هذا مرض متلازمة الثروة المفاجئة. |
anlamına gelebilir. Yine de çoğu şu iki belirgin özelliği gösterir: Eşik değerde ani incelme, ve hafif bir kuvvet devamlı uygulandığında dereceli incelme. | TED | لكن معظمها سيظهر خاصيتين منبهتين: الرقة المفاجئة مع القوة والتدفق التدريجي مع القوة الصغيرة يمكن تطبيقها لوقت طويل. |
Gelişiniz çok ani olduğu için maalesef size ikram edecek pek bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | أخشى أنه لايوجد هناك مانستطيع أن نقدمه في ظل هذه الأحداث المفاجئة. |
Saldırmak intihar olur. ani atak ise imkansız. | Open Subtitles | مهاجمتهم الآن ستكون انتحارا عنصر المفاجئة مستحيلة. |
Buffy artık bizi bekleyecek. İşin sürprizi kaçtı. | Open Subtitles | بافي لا فائدة تتوقعنا الآن لقد أفسدت المفاجئة |
Birdenbire gelen zenginliğin seni aniden cömertleştireceğine mi inanayım? | Open Subtitles | إذاً، لابدّ أن أصدّق أن الثروات المفاجئة.. ستعطيك كمّية كبيرة من الكرم .. |
Tüm sistemler hazır. Kontrol pilotta. Oyunun adı süpriz. | Open Subtitles | حسناً كل الأنظمة يسيطر عليها الطيار وتبدو باللون الأزرق وتذكرو هذه اللعبة تسمى المفاجئة |
Kime borçluyum sonsuz bir mutluluk veren bu beklenmedik ziyaret için? | Open Subtitles | ماذا فعلت لأستحق هذه الزيارة السعيدة المفاجئة |
Bu sağnağa özel kameralarla bakınca, yağmurun şaşırtıcı hikayesini ortaya çıkarıyor. | Open Subtitles | معاينة هذا الإنهمار بآلات تصوير متخصصة يُفصح عن قصة المطر المفاجئة. |
sürpriz partilerinin tek özelliği Budur! | Open Subtitles | سأخبرك لماذا الحفلات المفاجئة جيدة، حسناً. من المفترض أن تكون مفاجـ... |
birden tüm futbol sahaları bana Maracanã stadı gibi gözükmeye başladı. | Open Subtitles | كل خسائر كرة القدم المفاجئة بدت لي كملعب الماراكانا |
Bu sürprizin dün gece yatağa gelmemenle bir alakası olabilir mi acaba? | Open Subtitles | المفاجئة ....... لها علاقة بـ أنك لم تأتى للسرير ليلة امس ؟ |
Vahiy bize geldi, kardeşlerim. | Open Subtitles | نحن على وشك أن نعرف المفاجئة يا أخي و أختي |
Pegasus'tan daha fazla fiyat vermeyi umuyorsak şaşırtma unsuru burada çok önemli. | Open Subtitles | لو كنّا نملك أمل المزايدة فوق "بيغاسوس"، فعامل المفاجئة سيكون حاسما هنا. |