Eve onu almak gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض بك أن تأخذهم لمنازلهم على أى حال |
Sizin o aptal raporda yazanı okumanız ve aptalca deli doktoru soruları sormanız gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض بك أن تقرأ ما كتب في ذلك التقرير ثم تسأل اسئلة الأطباء النفسيين الغبية |
Bana böyle sorular sormanız mı gerekiyordu? | Open Subtitles | هل من المفترض بك أن تسألني أسئلة مثل هذه؟ |
Benimle ilgilenmen gerekiyordu ve sen bunu yapmadın. | Open Subtitles | كانت من المفترض بك أن تعتني بي ولم تفعل. |
Ben gelene kadar beklemen gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض بك أن تنتظر حتّى أصل إلى هُنا. |
Senin cevap veren kişi olman gerekiyordu, profesör, değil mi? | Open Subtitles | من المفترض بك أن تكون رجل الاجابات ، بروفسير، ألست كذلك؟ |
Arkamı kollaman gerekiyordu, hatırladın mı? | Open Subtitles | كان المفترض بك أن تحميني ، أتذكر ؟ |
Ona tekmeyi basman gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض بك أن تقطع علاقتك معها |
Evet, şu an uyuyor olman gerekiyordu. | Open Subtitles | أجل , من المفترض بك أن تكوني نائمة |
- Bana bakma öyle. Senin sıcak, sevecen ve neşeli olman gerekiyordu! | Open Subtitles | من المفترض بك أن تكون حنوناً و ودي و مرح! |
Her değişikliği bana danışman gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض بك أن تعلميني بالتغيرات |
Çalışıyor olman gerekiyordu genç bayan. | Open Subtitles | من المفترض بك أن تدرسي, أيتها الشابة |
Üç soru yapmış olman gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض بك أن تجيبي على ثلاث أسئلة |
Ama ölmemen gerekiyordu. | Open Subtitles | لكنك لم يكن من المفترض بك أن يموت |
Şu an çalışıyor olman gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض بك أن تذاكر. |
Hartford'da olman gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض بك أن تكون في" هارتفورت |
Bunu eğitmen gerekiyordu. | Open Subtitles | كان المفترض بك أن تدرب الفتى |
Kapıyı gözetlemen gerekiyordu. | Open Subtitles | كان المفترض بك أن تحرس الباب |