Onun En sevdiği satırın ne olacağını asla bilemezsiniz. | TED | فلا مجال لمعرفة ما هو بيت الشعر المفضل لديه. |
Bu Brian'ı neşelendirir. Tarçınlık kek En sevdiği şey. | Open Subtitles | هذه سترفه من معنوياته كعك القرفة هو المفضل لديه |
Şey, ben de bu konuya gelecektim. En sevdiği şey, taraklar. | Open Subtitles | حسنا ، كنت سأحصل على السبب ، الشيء المفضل لديه هي الأمشاط |
Dokuzuncusu, onun yılın bu zamanındaki favorisi. | Open Subtitles | التاسع هو المفضل لديه في هذا الوقت من السنة |
Artık favorisi sen değilsin. | Open Subtitles | كأنك لم تعد المفضل لديه |
Çünkü favori birini seçip diğerlerine işkence eden biri olursam zavallı ve yalnız biri olarak öleceğim. | Open Subtitles | لأنني إذا تحولت للشخص اللذي يعتقد انه يحق له إختيار المفضل لديه و تعذيب البقيه سأموت حزينه و وحيده |
Şimdi, Luc küçükken, bana en çok sevdiği yemeğin hangisi olduğunu söyler misin? | Open Subtitles | عندما كان لوك صغيراً ماذا كان الطبق الذي كنتِ تعدينه له و كان المفضل لديه |
Chopin'in En sevdiği köpek fırınından kek almıştım. | Open Subtitles | لقد أحضرت كعك شوبان من مخبز الكلب المفضل لديه |
Samantha, Zane'i En sevdiği hokey oyuncusuyla tanıştırarak komadan çıkarabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | تظن أنه ربما هناك طريقة ما لإخراجه منها بتقديمه إلى لاعب الهوكى المفضل لديه |
Evet, En sevdiği profesyonel atletin benimkinden daha iyi olduğunu iddia etti. | Open Subtitles | أجل، أصر أن الرياضي المحترف المفضل لديه أفضل من رياضيي |
Biraz evvel onu lobide gördüm ve bu gece, En sevdiği CIA suikast timiyle Visegrad'daki yakıp yıkılmış tünelde buluşmak istiyor. | Open Subtitles | و هو يرغب فى مقابلة فريق الإغتيال التابع للـ"سى-آى-إيه" المفضل لديه بذلك النفق المهجور بـ"فيشيجراد" الليلة |
En sevdiği birkaç yerin adresini verebilirim. | Open Subtitles | يمكننى أعطائك بعض المفضل لديه إذا أردت |
Bugün onun doğum günü ve doğum gününde pasta yapmak gelenek haline geldi daha erken kalkıp En sevdiği tatlıdan yapıyorum. | Open Subtitles | اليوم هو عيد ميلاده ... ومن المعتاد في عيد ميلاده أن أستيقظ مبكراً عن المعتاد وأصنع له الحلو المفضل لديه |
En sevdiği. Her yere götürür. | Open Subtitles | كان المفضل لديه ويأخذه إلى أي مكان |
"Eşim seçime katılmama kararı verdiğinden beri, benden sürekli En sevdiği yemeği pişirmemi istiyor... topal ördek çorbası." | Open Subtitles | انه يسألني دائما ان اطهي الطبق المفضل لديه... حساء البط |
favori hedef noktaları Dicus ve tekrar bunu yapmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | البقع الهدف المفضل لديه Dicus ويكمل ذلك مرة أخرى. |
Ben onun favori zencisiyim. | Open Subtitles | أنا الزنجي المفضل لديه |
en çok da beni çekmeyi seviyor. | Open Subtitles | مدى الحياة وأنا الموضوع المفضل لديه |