Yemin ederim, Pazar sabahı neredeyse onun en sevdiği tacını uçuracaklardı. | Open Subtitles | أقسم بالرب ، في صباح الأحد أطلقوا النار على قبعتها المفضّلة |
Burası sabah odası. Zavallı Albay'ın en sevdiği oda. | Open Subtitles | هذه هى غرفة الصباح, كانت المفضّلة لدى الكولونيل |
Bugün sizlere en sevdiğim oyunu öğreteceğim. Çok Oyunculu Kitlesel Parmak-Güreşi. | TED | سأعلّمكم اليوم كيفيّة لعب لعبتي المفضّلة: مصارعة إبهام شديدة تعدّد اللاعبين. |
Beynin en sevdiğim bölümü olan hipokampüs ile başlayalım. | TED | دعونا نبدأ بتلك المنطقة من الدماغ المفضّلة لدي، الحُصين. |
Demek istediğim, favori trompet çiçeklerimi bile bahçeden söküp attı çünkü kokusunu sevmiyor. | Open Subtitles | أو بالمتعة، حتّى أنّها مزّقت أزهار البوق المفضّلة لديّ لأنّها لمْ تحبب رائحتها |
Köpek balıklarının favori mekanlarını aradık fakat yerlerinde görünmüyorlardı. | Open Subtitles | نفتّش أماكن إستراحة القرش المفضّلة لكنّهم لم يعتقد أن يكونوا في البيت |
...elimde sevdiğin çiçeklerden oluşan kocaman bir buket ile evde olacağım. | Open Subtitles | .. فسوف أكون في المنزل ومعي باقة كبيرة من ورودكِ المفضّلة |
Sonunda, kız arkadaşım baş düşmanım baş düşmanım, en iyi arkadaşım ...ve en iyi arkadaşım, kız arkadaşım oldu. | Open Subtitles | لذا في النهاية, عشيقتي أصبحت عدوّتي اللدودة عدوّي اللدود أصبح صديقي المفضّل وصديقتي المفضّلة أصبحت عشيقتي |
sevdiğin kızın, hayatının aşkının en sevdiği çiçek nergistir. | Open Subtitles | هذه البنت ، حب حياتك زهورها المفضّلة أزهار النرجس البرّي |
Annemin en sevdiği şarkıydı, değil mi? | Open Subtitles | هذه كانت موسيقى أمى المفضّلة, أليس كذلك؟ |
Yemek odasında ki masada uyurken en sevdiği rüyayı görüd. | Open Subtitles | نام على طاولة الطعام و انغمس في أحلامه المفضّلة |
Marty en sevdiğim filimlerden biridir. | Open Subtitles | لقد كانت تجربةً قاسيةٌ جداً، جميع أصدقائي يعلمون بأنّني أحبّ فلم مارتي إنّه أحد أفلامي المفضّلة |
Bu, Styx. 12 yaşımdan beri en sevdiğim grup. | Open Subtitles | أنهم الأستكس , لقد كانوا فرقتي المفضّلة منذ كنت في 12 |
Bunların karşılığında, hırsızlıkla suçlandım ve en sevdiğim ceketim mahvoldu. | Open Subtitles | وبالمقابل، أنا إتّهمتُ بأنْ أكُونَ a لصّ، وسترتي المفضّلة خُرّبتْ. |
Düşünüyordum da belki benim favori balık lokantamda yemek hoşuna gider. | Open Subtitles | إعتقدت أنّكِ تحبّين عشاء سمك السّلمون الصّغير اللطيف في أحد مطاعمي المفضّلة |
Senin onu favori restoranlarından birine götüreceğini sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتُكِ قلتِ إنّكِ ستصطحبينه إلى أحد المطاعم المفضّلة لديكِ |
Amerika'nın favori boş zaman geçirme sistemini uygularken girmişti. Bovling oynadıktan son bizim en favori zaman geçirme sistemimizi uyguluyorduk --- hırsızlık. | Open Subtitles | بينما كنا نستمتع بتسلية أميركا المفضّلة وبعد لعب البولنغ كنا نستمتع بتسليتنا المفضّلة، السرقة |
Sen ne yapıyorsun? Eve gelmenin şerefine, sana, en sevdiğin yemeği hazırlıyoruz. | Open Subtitles | ,تكريماً لرجوعك للمنزل نقوم بإعداد وجبتك المفضّلة |
Unutmayın, ayna en iyi dostunuz da olabilir, en kötü düşmanınız da. | Open Subtitles | وتذكرن, المرآة ممكن أن تكون صديقتكن المفضّلة |
Ve şimdi benim birkaç favorim... Takibe alsanız iyi edersiniz. | Open Subtitles | وهذه أشيائي المفضّلة الشخصية قد أتمنى بأن تكون أعينكم عليهم |
şurada da 40 kişilik bir orkestra en sevdiğimiz şarkıları çalacak. | Open Subtitles | وهنا سيوجد 40 عازف أوركسترا يعزفون أغانيكِ المفضّلة |
Bir sonraki parçamız en gözde şarkılardan biri olacak. | Open Subtitles | " الأغنية التاليّة التي سوف نعزفها " " لكم , هي من أجمل الأغاني المفضّلة " |
İnsanların sevdikleri müzik türleriyle ilgili bir anket. | Open Subtitles | إنّه بحث حول الموسيقى المفضّلة لدى النّاس |
Bizi arayıp, en sevdiğiniz şarkıyı isteyebileceğinizi bir kez daha hatırlatıyorum. | Open Subtitles | تذكروا أن بإمكانكم الاتصال وطلب أغنيتكم المفضّلة |
En sevdiklerimden biridir. Annem konusunda bana çok yardımcı oldu. | Open Subtitles | إنّه أحد الكتب المفضّلة لديّ، لقد ساعدني كثيراً مع أمّي |