Artık kesinlikle bulamayacağıma eminim o en sevdiğim bilezikti. | Open Subtitles | الآن أَنا متأكده بأنني لن أجده. كَانَ سوارَي المفضّلَ. |
en sevdiğim bölümü diş macunu şirketi ile olandı. | Open Subtitles | أَحْسبُ جزئَي المفضّلَ حول شركةِ معجونَ الأسنان. |
Pembe her zaman en sevdiğim renk olmuştur. | Open Subtitles | إثقبْ دائماً كَانَ لونَي المفضّلَ. |
Çünkü bu hikâyelerin en sevdiğim yanı uçlarının açık olması. | Open Subtitles | لأن جزئَي المفضّلَ منهذاالقصصهيالترقب. |
Sen, birlikte çalıştıklarım arasında, en sevdiğim patronumsun. | Open Subtitles | أنت رئيسَي المفضّلَ أبداً. |
en sevdiğim elbiseydi o. | Open Subtitles | هو كَانَ لباسَي المفضّلَ المُطلقَ - |
-En sevdiğim kısım çıktı mı? | Open Subtitles | - يُشوّفونَ جزئَي المفضّلَ لحد الآن؟ |
Orsini en sevdiğim restoranttı. | Open Subtitles | Orsini كَانَ مطعمَي المفضّلَ. |
Bu benim en sevdiğim kotum. | Open Subtitles | انه " جينزي " المفضّلَ. |
Evet, ee, bildiğim çok kötü bir patenci kız, bu kitabın, küçükken en sevdiği kitap olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | نعم، حَسناً , a مُتَأَكِّد skater سيئ جداً بأنّني أَعْرفُ أخبرَني هو كَانَ كتابَها المفضّلَ عندما هي كَانتْ تَكْبرُ، |
en sevdiğin kahvaltıyı hazırladım. | Open Subtitles | حَسناً، جَعلتُك فطورَكَ المفضّلَ. |