Şeytanın işbirlikçilerinin perdeye boydan boya serdiği iğrenç pislikleri seyretmeye gidecekler. | Open Subtitles | ليتمرّغ في القذارة المقرفة ويُـفـــرّغ عـبر العالــم من قبل أنصار الشيطان |
O benim arkadaşım. Bizim çocukların iğrenç barlarının dışında tanıştım onunla. | Open Subtitles | هذا صديق جديد، قابلته في خارج الحانة المقرفة التي يملكها الاولاد |
Bu iğrenç hayvanların kendilerini ve dokundukları her şeyi kirlettiklerini bile bile. | Open Subtitles | مع العلم أن هذا مقرف، الحيوانات المقرفة تدنّس أنفسها وكُلّ شخص يمسهم |
Bu boyutta bir sürü berbat şey var. Köpük banyosu ise bunlardan biri değil. | Open Subtitles | الكثير من الأشياء المقرفة في هذا البعد فقاعات الاستحمام ليست واحداً منها |
boktan dairemde yatmaya gittim ve gerçek bir bok çukurunda uyandım. | Open Subtitles | ذهبت للنوم فى شقتى المقرفة و صحوت فى مكان مقرف بحق |
Neden bizim gibi iyi insan olmak yerine iğrenç korkunç canavar oluyorlar? | Open Subtitles | أتسائل عن سبب إختيارهم الوحوش الشريرة المقرفة بدلاً عن الأشخاص الصالحين مثلنا. |
Belli ki oturduğu iğrenç apartman onu delirtmiş. | Open Subtitles | من الواضح أن شقتها المقرفة التي تعيش بها قد جننتها |
Bu iğrenç, zehirli alışkanlığa bulaşmadığım için cezalandırılıyormuşsun gibi. | Open Subtitles | كأنني اعاقب لأنني لا اقوم بهذه العادة المقرفة |
İçinde peynir olan tadı iğrenç sebze yemekleri... yapsan bile burun kıvırmayacağım. | Open Subtitles | لن أشمئز من الخضراوات ذات الرائحة المقرفة المتخفية بالجبنة الموضعة عليها. |
Markete gidip fıstık ezmesi aldığım için derse geç kaldım Çünkü evde sadece iğrenç ton balığı vardı! | Open Subtitles | فتأخرت لأني اضطررت للذهاب إلى المحل وشراء زبد الفول لأن كل ما لدينا هي التونا المقرفة |
Koruyucunun yaptığı bu kuru iğrenç sandiviçi yemek istemiyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تريد أن تأكل هذه ، الصندويشة الجافة و المقرفة التي صنعتها لك مربيتك ، أليس كذلك ؟ |
Sen o iğrenç ayağınla yürüdükten sonra ben buraya adımımı atmam. | Open Subtitles | لن أمشي في النار بعد أن مرت عليها أقدامك المقرفة |
Eminim ki mezunlar toplantısında herkes, senin siyah beyaz çocuklarından ve iğrenç kişiliğinden bahsedecektir, iğrenç, devasa sivilcenden değil. | Open Subtitles | عن أولادك الملوّنين وشخصيتك الفظيعة لا عن بثرتك الكبيرة المقرفة |
İğrenç insanlar tarafından çekilen sonu gelmeyen iğrenç sahneler. | Open Subtitles | فقط سلسلة لا نهائية من المشاهد المقرفة يصورها أناس مقرفون |
Elbette ki öyle değil.Çok iğrenç bir düşünce. | Open Subtitles | لا اوافقكِ الرأي. ما هذه الفكرة المقرفة. |
Fakat yayılmasını sağlayan iğrenç mikroplar değil, arkadaşlıktır. | Open Subtitles | لكنه لا ينشر الجراثيم المقرفة انه ينشر الصداقات |
Gezdiğim heryer berbat mı yoksa sorun bende mi? | Open Subtitles | هل السبب هو أنا أم هذة الأماكن المقرفة ؟ |
Walter da bu boktan yere şerif olurdu. | Open Subtitles | ثمّ والتر، حَسناً، كَانَ يمكنُ أَنْ يَكُونَ مُدير شرطة في هذه المقاطعةِ المقرفة. |
Bir kayayı kaldırınca altında sürünen bir sürü mide bulandırıcı böcek ve kurt çıkar ya, insanların aklına bakmak da öyle bir şey. | Open Subtitles | أتعلمين أنه عندما تلتقطين حجراً ويوجد الكثير من الحشرات والديدان المقرفة تزحف تحته ذلك مثل النظر بداخل رؤوس الناس |
Nasıl böyle bi tiksindirici bir yalanla beynimi doldurmaya çalışabilirsin? | Open Subtitles | كيف تجرؤين على ملئ رأسي بهذه الخزعبلات المقرفة |
Alınma Kirli Kathy ama beni biraz iğrendiriyorsun. | Open Subtitles | لاأهانة ، كاثى المقرفة أنتى تجعلينى أشعر بالغثيان |
Dün gece onun minnacık, çirkin odasında uyurken bununla övündü. | Open Subtitles | لقد كانت تتفاخر بذلك ليلة البارحة عندما نمت عندها في غرفتها الصغيرة المقرفة |
Sanırım planımız, bu kokuşmuş yerde çürüyene kadar başıboş dolaşmak. | Open Subtitles | إذًا أظنّ أنّ الخطّة هي أن نتجوّل دون هدف في هذه الحفرة المقرفة حتّى نتعفّن |
Her zamanki sarışın sürtük tavrıyla. Yumru kafalı tipler onun o pis ayaklarını öpüyor diye kendini kötü sanıyordu. Ama güzel ayakları var. | Open Subtitles | مقرفة و شقراء وتفكر في كل ذلك لأن بعض من الرؤوس سخيفة تقبل قدمها المقرفة |