en yakın arkadaşım beni yerde yatarken ve boğazımdaki bir delikten yardım için ağlarken buldu. | TED | صديقتي المقرّبة وجدتني ملقاةً على الأرض، مغرغرةً طلباً للمساعدة بواسطة ثقبٍ في رقبتي. |
Beni boşadı; çünkü en yakın arkadaşım yatakta daha iyiydi. | Open Subtitles | لقد طلّقني لأن صديقتي المقرّبة كانت أفضل في السرير. |
en yakın arkadaşım hala sensin. | Open Subtitles | حسناً, انتِ مازلتِ صديقتي المقرّبة. |
en yakın arkadaşım oğlunu kaybetti. | Open Subtitles | و قد فقدت صديقتي المقرّبة ابنها |
Sen benim sadece kuzenim değil, aynı zamanda en yakın arkadaşımsın. | Open Subtitles | لستِ فقط ابنةُ عميّ، بل صديقةِ المقرّبة |
Olası şüpheliler için bir liste çıkardım fakat koçu gey hizmetçisi desen şişman karısının en yakın arkadaşı da... | Open Subtitles | حسناً، تفحّصتُ قائمة المشتبه بهنّ المعتادات، ولكن المدرّبة شاذّة، والخادمة بدينة، صديقة الزوجة المقرّبة... |
Yanına da en yakın arkadaşını verdim, hizmetini görsün diye. Kim o? | Open Subtitles | وضعت صديقتها المقرّبة معها لتخدمها |
Sürekli "Iy, o senin en yakın arkadaşın." derdi. | Open Subtitles | كان كل ما يقولة إنها صديقتك المقرّبة |
en yakın arkadaşımın kardeşi, iki gün önce yangın söndürürken öldü. | Open Subtitles | -شقيق صديقتي المقرّبة . مات قبل يومين أثناء إطفاء حريق. |
O benim en yakın arkadaşım. Seninle geliyorum. | Open Subtitles | إنها صديقتي المقرّبة سأذهب معك |
en yakın arkadaşı konuşan bir pasta. | Open Subtitles | صديقته المقرّبة فطيرة ناطقة |
Ben onun en yakın arkadaşıyım. | Open Subtitles | أنا صديقتها المقرّبة. |
- Henry, en yakın arkadaşımın eşisin. | Open Subtitles | -هنري)، أنت زوج صديقتي المقرّبة) |