ويكيبيديا

    "المكان الذى" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yeri
        
    • yerin
        
    • yerdeyim
        
    • orası
        
    • oraya
        
    Bu bileklikteki her bir parça gittiğim bir yeri temsil ediyor. Open Subtitles وكل جزء من هذا السوار يمثل المكان الذى منت أذهب إليه
    Evet, ben de neredeyse unuttum, doğduğum yeri bile. Open Subtitles أجل, نسيت تقريبا المكان الذى ولدت به, أيضا.
    Bunu mu? Sahilde seni bulduğumuz yerin yakınlarında. Open Subtitles كان بالقرب من المكان الذى وجدتك فيه ، على المقعد
    Beklememi istedi yerin cok yakında tuzağa düşürüldüm. Open Subtitles كنتتقريبآمقبوضٌعلي، فى المكان الذى أخبرنى أن انتظرة فيه
    Sizin de gördüğünüz gibi, 27. caddenin köşesinde, geçen yıl Şeytan'ın Gecesi'nde çıkan büyük yangının olduğu yerdeyim. Open Subtitles ويمكن ان ترانى فى الزاوية بشارع 27 بواشنطن المكان الذى حدث بة اكبر حريق العام الماضى بواسطة شياطين الليل
    Daha önce hiç böyle hissetmedim. Şu anda tam olmak istediğim yerdeyim. Open Subtitles انا لم اشعر بذلك من قبل انا فى المكان الذى اردتة
    Ve orası benim, kimin yaşayıp kimin yaşamayacağına karar verdiğim bir yer. Open Subtitles وهذا هو المكان الذى أقرر من يدخله حياً ، ومن لا يدخله
    - Hey, oraya değil! - Bize koymamızı söylediği yere koy. Open Subtitles ليس هناك هذا هو المكان الذى قالت لنا ان نضعة فية
    Son gününde yemek yediği yeri tespit etme şansımız olabilir. Open Subtitles هناك تلوثات كيميائية في الاكل قد تدلنا هذه التلوثات عن المكان الذى اكلت فيه
    Mahkemelerin gerçeği arama yeri olmadığını bilecek kadar bu işin içindesin. Open Subtitles أنت تعمل كمحامى لمدة كافية لتعرف ان المحاكمات ليست المكان الذى تبحث فيه عن الحقيقة
    Bilmiyorum, geri döndüğümüz yeri görmek istedim. Open Subtitles لا أعرف ، أردت أن أرى المكان الذى عدنا إليه
    Seni bulabileceğim yeri mutlaka o da biliyordur. Open Subtitles تأكدى أن تـُعلميه عن المكان الذى أستطيع أن أعثر عليكِ فيه
    İnsan aklı "o yeri" anlamakta çok ilkel kalıyor. Open Subtitles العقل الانسانى بدائى جداا ليفهم هذا المكان الذى أتينا منه
    Aslında... yaşadığımız yerin sahibi olan bir adam vardı. Open Subtitles كان ذلك الرجل الذى إمتلك المكان الذى كنا نعيش فيه
    Gittiğin yerin numarasını, eğer bebeği bulursam diye. Open Subtitles المكان الذى ستذهب إليه فى حالة إن وجدت الدمية
    Cinayetin işlendiği yerin yakınlarında görülmüş. Open Subtitles إسمعى .. لقد كان قريبا من المكان الذى لقت فيه بريندا مصرعها
    Nihayet beni 4400 olduğum için kovamayacakları bir yerdeyim. Open Subtitles وأخيرا انني وجدت المكان الذى لن ينتزعونى منه لكونى من 4400
    Şu anda olmak istediğim yerdeyim çünkü çok yorgunum ve burası acayip sıcak. Open Subtitles لأنه المكان الذى أريد أن أكون بداخله لأننى متعب للغايه و الجو حار هنا
    Şu anda tam olmak istediğim yerdeyim. Open Subtitles انا بالطبع فى المكان الذى اردتة
    Merhabalar kocaman kavisli pencere... Zamanı geldiğinde binbaşıyı koyacakları yer orası. Open Subtitles نافذة القوس الكبير ، هذا هو المكان الذى سيوضع فيه الميجور حين يحين أجله
    Doğduğun yerlerden oldukça uzak orası. Open Subtitles انه طريق طويل جداً من هذا المكان الذى ولدت فيه
    oraya baktım çünkü daha önce iki kere aynı yerde bulunmuştu. Open Subtitles فقط انا بحثت هنا لأنه المكان الذى وُجدت فيه مرتين من قبل
    Sevgili ağabeyin, Koca Baba'ya seni oraya yatırmasını söyleyecek. Open Subtitles انه المكان الذى سيقول فيه الأخ للأب الكبير أن يخلعك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد