Belki siz öyle yapıyorsunuz ama benim geldiğim yerde biz sonuna kadar gideriz. | Open Subtitles | ربما هذا ما تقومون به نحن نحتفظ بأزواجنا في المكان الذي أتيت منه. |
Belki siz öyle yapıyorsunuz ama benim geldiğim yerde biz sonuna kadar gideriz. | Open Subtitles | ربما هذا ما تقومون به نحن نحتفظ بأزواجنا في المكان الذي أتيت منه. |
benim geldiğim yerde, çürük elmaları seçip domuzlara verirdik. | Open Subtitles | في المكان الذي أتيت منه, كنا ننتقي التفاح المتعفن من البراميل و من ثم نطعمهم للخنازير |
geldiğim yerden utanmıyorum. Diğerlerinin geldiği yerden gelmedim. | Open Subtitles | أنا لست خجلان من المكان الذي أتيت منه كلا على الإطلاق، إنه فقط |
Ayrıca, geldiğim yerden daha kötü olamaz. | Open Subtitles | بجانب ، أنها لا يمكن أن تكون أسوأ من المكان الذي أتيت منه |
Gidebilirsin şimdi, nereden geldiysen oraya dön. | Open Subtitles | تستطيع الذهاب الآن, وترجع إلى المكان الذي أتيت منه. |
Sen de nereden geldiysen oraya geri dön! | Open Subtitles | أنت عُد إلى المكان الذي أتيت منه |
benim geldiğim yerde bunu göremezsiniz. | Open Subtitles | انت لاترى هذا في المكان الذي أتيت منه اوه.بـربـك |
Bunu anlamanı beklemiyorum, ama benim geldiğim yerde insanlar... yalan söyler, hile yapar ve önünde duran herkesi yıkıp geçer. | Open Subtitles | ،لا أعتقد أنكِ ستفهمين ،لكن المكان الذي أتيت منه أناس يكذبون و يحتالون و يدمرون أي شيئ يعترض طريقهم |
benim geldiğim yerde, Noel ağacını babam kendi keserdi. | Open Subtitles | من المكان الذي أتيت منه كان أبي يقوم باقتطاع شجرة عيد الميلاد بنفسه |
benim geldiğim yerde gerçek büyücü falan yoktur. | Open Subtitles | المكان الذي أتيت منه لا يوجد به سحرة حقيقين |
Evet, benim geldiğim yerde, endişe sadece satış yapan bir adamla gelirdi. | Open Subtitles | ...في المكان الذي أتيت منه من يقلق علَيّ تكون لديه مصلحة معي |
benim geldiğim yerde beşte yenir. | Open Subtitles | وقت العشاء الساعة الخامسة في المكان الذي أتيت منه |
benim geldiğim yerde saf olmak suçtur. | Open Subtitles | من المكان الذي أتيت منه السذاجة غير مسموحة |
benim geldiğim yerde öyle değil. | Open Subtitles | ليس من المكان الذي أتيت منه |
Ama geldiğim yerden daha iyiydi. | Open Subtitles | لكن ذلك كان أفضل من المكان الذي أتيت منه. |
Bu köhne ev, geldiğim yerden bin kat daha iyidir. | Open Subtitles | هذا المسكن أفضل من المكان الذي أتيت منه |