kütüphaneler tozlu kitaplarla dolu olmalı, kuytular, köşeler saklanacak yerler olmalı. | Open Subtitles | المكتبات يفترض أن تكون مليئة بالكتب و الزوايا المغبرة أماكن للإختباء |
Eğlencenin pek çok şeklini paylaşıyoruz -- spor salonları, halka açık parklar, konser salonları, kütüphaneler, üniversiteler. | TED | تشاركنا في أنواع أخرى من وسائل الترفيه الميادين الرياضية و الحدائق العامة قاعات الحفلات و المكتبات والجامعات |
kütüphane görevlileri için uygun iş sayısı 1957'den sonra oldukça arttı. | TED | أن عدد الوظائف لأمناء المكتبات تزايد لوقت طويل بعد عام 1957 |
nasıl bittiğini hatırlarsınız. Spencer Tracy, kütüphane görevlilerine yardımcı olmak amacıyla birden fazla sistemi idare edebileceği bir bilgisayar getiriyordu. | TED | وتعرفون كيف انتهى احضرت سبنسر ترايسي حاسبوباً , حاسوباً كبيراً في عام 1957 لغرض مساعدة أمناء المكتبات |
O zaman kütüphaneleri düzeltelim. | TED | لذا لنصلح تلك المكتبات. لهذا قاموا بذلك الشيء الرائع حيث أحضروا |
Bu okullardaki kütüphanelere kütüphane demeye bin şahit lazım. Canı sıkılacak kimse bile buralara uğramıyor. | TED | المكتبات المدرسية بتلك المدارس متهالكة جدًا، إن كان هناك مكتبات من الأساس وإنها لم تُسئِم أحدًا. |
Bizler kütüphaneler, ve kataloglama sistemleri gibi çalışmıyoruz. | TED | نحن لا نعمل مثل المكتبات ونظم الكاتالوجات وهكذا دواليك. |
kütüphaneler, konser salonları, üniversiteler, müzeler yapmak iyi bir şeydir. Çünkü açık ve erişilebilir bir yer yapmış olursunuz. | TED | تشييد المكتبات وقاعات الحفلات الموسيقية، وتشييد الجامعات والمتاحف هو أمر جيد، لأنكم تصنعون مكانًا مفتوحًا، ويمكنُ الوصول إليه بسهولة. |
Bu bir kütüphaneler ve üniversiteler şehriydi. O zamanların Londra'sından ve Paris'inden 20 kat büyüktü. | TED | فكانت مدينة المكتبات والجامعات وأكبر مساحة بعشرين مرة من مساحة لندن أو باريس في ذلك الوقت. |
kütüphaneler genel olarak topluluklarıyla gerçekten ilgilenme ününe sahiptir. | TED | لدى المكتبات في العموم هذه السمعة الرائعة فيما يتعلق بالرعاية الفعلية لمجتمعاتنا. |
kütüphane görevlileri, idari işlerin yürütülmesi amacıyla ''Noel Baba'nın geyiklerinin adları nedir?'' | TED | وسيقوم أمناء المكتبات بأعمال مثل الإجابة على المديرين التنفيذيين ما هي اسماء غزلان الرنه الخاصه بسانتا |
Bu artış, İnternet'in kullanılmaya başlanmasıyla da son bulmadı. kütüphane görevlilerini bitiren, web ve arama motorlarının ortaya çıkışı oldu. | TED | حتى دخل الإنترنت في اللعبة كذلك مواقع الويب و محركات البحث دخلا في اللعبة فقلت الحاجة لأمناء المكتبات |
Gaz okulları, gaz üniversiteleri, gaz kütüphaneleri, gaz müzeleri, gaz dans salonları ve gaz genelevleri vb.. | Open Subtitles | غاز المدارس, غاز الجامعات غاز المكتبات, غاز المتاحف غاز قاعات الرقص, وغاز منازل الدعاءة.. إلخ |
Sanırım kütüphaneleri açık tutmak için de interneti kapatmak istersiniz. | Open Subtitles | ربما أنك تريد أن تلغي الانترنت من أجل أن تبقي المكتبات مفتوحه |
Küçük okullar üzerinde çalıştık, burs verdik, kütüphanelere bir şeyler yaptık. | TED | لقد عملنا على المدارس الصغيرة. فمولنا المنح الدراسية وقمنا بالعمل لصالح المكتبات |
"Kitapçılar sonsuzdur ve Eylül ayı hariç, asla dolu olmazlar." | Open Subtitles | المكتبات عددها لا نهائية و لا تمتليء إلا في سبتمبر |
Ülkede para cezası talep eden kütüphanelerde kullanımı engellenen kişi sayısı daha çok en fakir mahallelerden çıkıyor. | TED | في المكتبات في جميع أنحاء البلاد التي تفرض الغرامات فإن لدى أفقر الأحياء أكبر عدد من الأشخاص المحظورين من الاستخدام. |
Otobüs bileti alacak kadar bile param yoktu ama eserimin kitapçı raflarında olmasından gurur duyuyordum. | Open Subtitles | .. بالكاد تبقّى لي ما يكفي ثمن تذكرة باص، ولكن كنت فخورا برؤية عملي على أرفف المكتبات |
Ee... sürekli kitapçıları gezip öğle yemeği için arkadaş mı ararsın? . | Open Subtitles | هل تتكسع دائماً في المكتبات لمغازلة الفتيات؟ |
Aslında araştırma yapacağım belgeler sadece kütüphanede var. | Open Subtitles | في الحقيقة , البحث عن المكتبات و كيف أن خلال العصر الرقمي |
Öğle arası sakız çiğnemek için, kütüphaneye gitmek için değil. | Open Subtitles | الاستراحات مخصصة لمضغ العلكة، وليس لزيارة المكتبات. |
Bütün vaktini kitapçılarda geçirmek pek sağlıklı değildir. Evet, bu onun. | Open Subtitles | فالبقاء طوال النهار في المكتبات أمر غير صحي،نعم هذه لوحته |
Doğal olarak, bunu gören diğer okulların kütüphanecileri de hemen benzer düzenlemeler istediler. | TED | وبطبيعة الحال، عندما رأى أمناء المكتبات في المدارس الأخرى ذلك قالوا: "نريد نحن أيضًا جداريات". |
Çünkü, bu projenin ana fikri çocukların eski ve demode kütüphanelerden sıkılıyor olması, dediler. | TED | لأنهم، قالوا، فكرة هذا العمل أن الأطفال كانوا قد سئموا من المكتبات القديمة العتيقة. |
olabilir ya da -- Eminim kütüphaneciler daha başka açılımlar da bulabilir, onların kelimelerle arası iyi. | TED | أو قد تكون، وأظن أن أمناء المكتبات يمكنهم التوصل لمعاني أخرى لها لأنهم على دراية بالكلمات. |
Peki kütüphanelerin bu farklara hitaben sorumlulukları nedir? | TED | إذن ما هي مسؤولية المكتبات لمعالجة هذه الثغرات؟ |