Onları beraber boyayabiliriz ya da o güzel renkli sayfalardan kesebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نلونها معاً أو يمكننا قصها من الورق الملون الجميل؟ |
Küçük çocuklar, özellikle, renkli paketler ve plastik oyuncaklardan etkileniyorlar. | TED | وخاصة الاطفال الصغار الذين يتم خداعم بالتعليب الملون .. والرسومات الجذابة والالعاب البلاستيكية |
Bu yeni bir klavyede yazma şekli, benim eski renkli Classic'imde. | TED | هذه طريقة جديدة للكتابة على حاسوبي الملون القديم. |
Bunlar akım pencereleri, tüm pencereleri, modern versiyonlu boyalı camlar ile Soho`da, Londra`da bir sergide değiştirdik. | TED | هذه النوافذ، حيث استبدلنا كل النوافذ في معرض بلندن، في حي سوهو، بهذا الإصدار الحديث من الزجاج الملون. |
Oh , bu akıllıca , böylece zenci olan üstüne alınmayacaktır. | Open Subtitles | اوه هذا ذكى بهذه الطريقه الرجل الملون لن ياخذها بطريقه شخصيه |
Senin ve şu Siyahi arkadaşın elbiseleri aynı anda çıkarıldı. | Open Subtitles | لقد غيرنا ملابسك أنت و الرجل الملون في نفس الوقت |
renkli alevlerin yanı sıra, ateş yandıkça ısı üretmeye de devam eder. | TED | بجانب اللهيب الملون تكمل النار تكوين الحرارة أثناء الاحتراق. |
Sineztezi bir duyu organındaki uyaran deneyiminin başka bir duyu organında da gerçekleşmesidir. Örneğin renkli işitme. | TED | الان، الاحساس هو الشعور بالتحفيز في عضو احساسي في عضو احساسي اخر مثل السمع الملون |
renkli işitmeye sahip kişiler kelimelerin ya da harflerin seslerini duyduklarında gerçekten de renkler görüyorlar. | TED | الاشخاص الذين يملكون خاصة السمع الملون يرون فعلياً الواناً عندما يسمعون الاصوات التابعة للاحرف او للكلمات |
"Deri Bölük" 1960, ve 1966' daki ilk renkli filmi, | Open Subtitles | مرتدى الجلد و الفيلم الملون الأول لعام 1966 الرماح الكبيرة اللامعة |
Khrushchev'i renkli televizyon konusunda Amerika'nın kat ettiği yolu göstererek etkilemeye çalıştı. | Open Subtitles | حاول إثارة إعجاب خروشوف بالإنجازات الأمريكية في مجال التلفاز الملون |
Bizim sizden önde olduğumuz bazı örnekler de olabilir, örneğin renkli televizyon. | Open Subtitles | ،وقد يكون هناك بعض الحالات ،كما في حالة التلفاز الملون نكون نحن متقدمين عليكم فيها |
Hayır, mümkünü yok Roketlerde sizi geçtik renkli televizyonda da sizi geçeceğiz. | Open Subtitles | لا، مستحيل لقد سبقناكم في مجال الصواريخ وسوف نتجاوزكم في مجال التلفاز الملون أيضًا |
Bana bir fincan o renkli, şekerli sudan verirdin. | Open Subtitles | كنت تعطينني كأساً دافئاً من ذلك ماء السكر الملون |
O kadar hızlı büyüyorlar ki, renkli televizyon ve diğerleriyle. | Open Subtitles | - انهم يكبرون بسرعة ما خطب التلفاز الملون وكل ذلك |
İç çekirdeğin içinde de minik bir renkli iplik var. | Open Subtitles | وبداخل اللب الداخلي قطعة صغيرة من الغزل الملون |
85% i pencerelerdeki boyalı camlarda bulundu. | Open Subtitles | تم العثور على 85٪ منه في نوافذ الزجاج الملون. |
Telefon, meni, boyalı cam. | Open Subtitles | مكالمة هاتفية، السائل المنوي، والزجاج الملون. |
zenci, Afrika kökenli Amerikalı küçük adam, bunu anlatıyorum. | Open Subtitles | الشخص الملون الافريقى الامريكى الصغير هذا هو ما اتكلم عنه |
Burada kendisi ve Siyahi adamının... annesinin evinde olduğu ileri sürülmüş. | Open Subtitles | اقترح هنا.. كانوا في منزل أمها أنها ورجلها الملون |
Kocası gelip, kendisini eve geri götürdüğünde, siz ve siyah adamınız, büyük bir soğukkanlılıkla onu öldürdünüz. | Open Subtitles | عندما زوجها عاد ليأتي بها ويأخذها الى المنزل.. وانت ورجلك الملون قتلتوه بدم بارد |
Silahı tekrar şala sardı ve lekeli mendil ve batmalarını sağlamak için bir de mermer küllüğü sardı. | Open Subtitles | وعندها يضع المسدس في الوشاح المسروق ويضيف المنديل الملون ومنفضة سجائر من الرخام للتأكد من أن جميعها تغرق إلى أسفل |
El yazısı ile gördüm. Kan ile yazılmış gördüm, pastel boya ile yazılmış gördüm. | Open Subtitles | رأيتهم يكتبون بالدم رأيتهم يكتبون بالطباشير الملون |