| Ve aradığımda da, onlara Bay Kaygan Parmaklar'ın bizim sorunumuz olmadığını söyleyeceğim. | Open Subtitles | وعندما أتصل , سأخبرهم .بأن السيد صاحب الأصابع المنزلقة لن يكون مشكلتنا |
| Ve aradığımda da, onlara Bay Kaygan Parmaklar'ın bizim sorunumuz olmadığını söyleyeceğim. | Open Subtitles | وعندما أتصل , سأخبرهم .بأن السيد صاحب الأصابع المنزلقة لن يكون مشكلتنا |
| Her dairenin pencere ve kapıları sürgülü. | Open Subtitles | وكُلّ شُقَّة لَها الأبواب المنزلقة والنوافذ. |
| Kilitliydi ama eğer aşinaysan sürgülü kapıları açması o kadar zor değil. | Open Subtitles | لقدكانمقفلاًلكن ... . الأبواب المنزلقة لا يصعب فتحها |
| Şimdi de radyoaktif izotopu dikkatlice kayar kalıba yerleştir. | Open Subtitles | ثم ضع النظير المشع بعناية وراء الدرفة المنزلقة |
| Gördüğün gibi kayar kalıp tıpkı bir kamera gibi çalışıyor. | Open Subtitles | الدرفة المنزلقة تعمل تماماً مثل الكاميرا |
| Uçak hızla ivme kazanıyor. Radar dışındalar. | Open Subtitles | المنزلقة تتسارع في الصعود للأعلى إنها خارج مدى راداراتنا |
| Kaygan Japon televizyonlar moda, ben de var. | Open Subtitles | الشاشات اليابانية المنزلقة في الدّاخلِ، لكي الذي عِنْدي. |
| Başkentin Kaygan yollarında tipik bir polisten kaçma vakası. | Open Subtitles | متهم هارب من الشرطة و كان متهم في مطاردة عالية السرعة على طرقات العاصمة المنزلقة |
| Bu Kaygan viraj. | Open Subtitles | هذه الطّريق المنزلقة |
| sürgülü kapısı olanlardan. | Open Subtitles | مع تلك الأبواب المنزلقة. |
| Sen ve Deran gidip bana şu sürgülü kapılardan alır mısınız? | Open Subtitles | (أتعتقدأنبإمكانكأنت و(ديران.. إحضار الأبواب المنزلقة لي ؟ |
| Şimdi de kayar kalıp mekanizmasını dikkatlice Uçastik'in altına sürüyoruz. | Open Subtitles | الآن نضع بعناية آلية الدرفة المنزلقة تحت "فلابر" |
| kayar kapı pencere kadar etkili olmuyor. | Open Subtitles | الأبواب المنزلقة, لا تُقرأ كـ النوافذ *لفظ الكلمة تقصد* |
| Uçak Jüpiter'e yakın geçecekmiş. | Open Subtitles | قريبا المنزلقة ستعبر كوكب المشترى |
| Şimdi bu Uçak ne kadar hızla gidiyor? | Open Subtitles | كم سرعة المنزلقة الآن؟ |