Şaçmasapan şeylerle dolu kavanozları olan bir çiftlik evi sadece. | Open Subtitles | مجرد قبو مليء بظربان تملأ الجرار بعض هراء المنزل الريفي |
Eski çiftlik evi, bağ ve üzümler mi? | Open Subtitles | المنزل الريفي القديم وحقول العنب والثمار و كل شيء |
- Seninle çiftlik evine geliyorum. | Open Subtitles | -انا ذاهبة معك الى المنزل الريفي |
Hedef çiftlik evine yaklaştı. | Open Subtitles | الهدف يقترب من المنزل الريفي |
Annemle babam fidyeyi ödedikten sonra ahırın yanındaki çiftlik evinde saklanmaya başladık. | Open Subtitles | ،بعد أن دفع والداي الفدية لقد أختبئنا بذاك المنزل الريفي بالحظيرة |
Solucan şifreli bir virüsle, tıpkı çiftlik evinde olduğu gibi. | Open Subtitles | وزُرع فيروس مثلما حدث في المنزل الريفي |
Dere güneye doğru akıp Daryl'ın bulduğu çiftlik evinin oradan geçiyor. | Open Subtitles | الجدول يتجه جنوباً عابراً المنزل الريفي الذي وجده (داريل) |
Terry, bu çiftlik evi, sen, kasaba, | Open Subtitles | تيري, هذا المنزل الريفي . انت . المدينة . |
Ryan Hardy'nin şu anda Duchess İlçesindeki çiftlik evinde olduğu haricinde bildirecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس عندي الكثير لأخبرك إياه، سوى أن (رايان هاردي) في المنزل الريفي الآن في مقاطعة (دتشيس) |