| daha sıcak olan Güneş'e de teşekkür, Güvenli Bölge yine var. | Open Subtitles | وبفضل الشمس الأكثر دفئا، فإن المريخ في المنطقة الآمنة الآن. |
| Sonunda Güvenli Bölge Mars'tan da uzağa kayacaktır. | Open Subtitles | وأخيرا، فإن المنطقة الآمنة ستخلف المريخ وراءها كذلك. |
| Eğer reddederseniz Güvenli Bölge'ye bir ordu yığıp yerle bir ederlermiş. | Open Subtitles | إذا رفضت سيرسلون فرقة تدمر المنطقة الآمنة |
| Pakistan Stadyumu'na, güvenli bölgeye götüreceğiz. | Open Subtitles | ويعودوا إلى الموقع الباكستاني إلى المنطقة الآمنة |
| Onu derhal şehrin dışındaki güvenli bölgeye götürün. | Open Subtitles | عليك أن تأخذه مباشرة إلى المنطقة الآمنة خارج هذه المدينة |
| Yeşil güvenli bölgede gezebilirsin demek. | Open Subtitles | الآن , الأخضر يعني أنك جيد أنت في المنطقة الآمنة |
| Güvenli bölgeyi yöneten adam, ...kız kardeşimi, yeğenimi ve annemi kapı dışarı etti, ...hasta oldukları için değil, | Open Subtitles | الرجل الذي أدار المنطقة الآمنة أخرج شقيقتي و إبن أختي و أمي ليسلأنهمكانوامرضى.. |
| Sokak seviyesinin altına indiğimizde güvenli bölgeden çıkmış olacağız. | Open Subtitles | عندما ننزل إلى مستوى الشارع السفلي نكون خارجين من المنطقة الآمنة |
| Bir kez Güvenli Bölge sınırını geçerseniz elenir ve yarışmayı kaybedersiniz. | Open Subtitles | بمجرد عبوركم لخط المنطقة الآمنة فأنتم خارج المسابقة وستغادرون |
| Güvenli Bölge sınırını bir kez geçtiniz mi diskalifiye olur ve yarışmayı kaybedersiniz. | Open Subtitles | ما أن تعبر خط المنطقة الآمنة فأنت خارج المنافسة ، وخسرت اللعبة |
| 200.000'DEN FAZLA İNSAN, NANKİNG KATLİAMI'NDAN GÜVENLİ BÖLGE SAYESİNDE KURTULDU. | Open Subtitles | أكثر من مائتي ألف إنسان نجوا من عملية "إغتصاب نانكينج" بسبب حماية المنطقة الآمنة |
| Güvenli Bölge hayvanların saldırısına uğradı. | Open Subtitles | قامت الحيوانات بمهاجمة المنطقة الآمنة |
| Burası Güvenli Bölge. | Open Subtitles | هذه المنطقة الآمنة |
| Güvenli Bölge'ye gitmiş. | Open Subtitles | ذهب إلي المنطقة الآمنة |
| güvenli bölgeye ulaştık ama bir şey oldu. | Open Subtitles | وصلنا إلى المنطقة الآمنة لكن حدث شيء ما |
| Daedalus beş Ori gemisinin güvenli bölgeye ulaştığını rapor etti. | Open Subtitles | "ديدلاس" ذكرت أن خمسة سفن "أوراي" إنتهكت المنطقة الآمنة |
| Ama VX laboratuvarı en yüksek güvenlik girişine sahip olduğundan makineler üst kattaki başka personelce boşaltılıp güvenli bölgeye yerleştirilecek. | Open Subtitles | وبسبب أنّ المختبر بحاجة إلى أكبر حماية ممكنة سيتمّ إنزال البضاعة من موظفين ..منفصلين في الأعلى، ووضعها في المنطقة الآمنة .. |
| güvenli bölgeye iki kilometreden az kaldı. | Open Subtitles | المنطقة الآمنة على بعد ميل |
| Alışveriş merkezindeki güvenli bölgede tam 320 bağışık buldum. | Open Subtitles | في المنطقة الآمنة في المركز التجاري، لقد وجدت 320 في مأمن من المرض بلدي. |
| Her kimseler, güvenli bölgede olma izinleri yok. | Open Subtitles | مهما كانوا فليس ليديهم تصريح ليكونوا في المنطقة الآمنة |
| Güvenli bölgeyi göremiyorum. | Open Subtitles | لست أرى المنطقة الآمنة بأي مكان |
| Lumen güvenli bölgeden çıkıyor. | Open Subtitles | كتاب (الشعله) يتجه للخروج من المنطقة الآمنة. |