Yasak Bölge bir zamanlar cennetti. | Open Subtitles | المنطقة المحظورة كانت ذات مرة جنة أرضية |
Sanırım Yasak Bölge'nin yakınlarındayız. | Open Subtitles | -أتسائل بأي جحيم نحنُ؟ -نحنُ قرب المنطقة المحظورة. |
Sadece dininden dönen biri yasak bölgeye gelir. | Open Subtitles | فقط الملحد هو من يفر إلى المنطقة المحظورة |
Şimdi tek lazım olan bizi yasak bölgeye sokacak kartı olan aptal bir doktor. | Open Subtitles | الآن كل مانريدة هو طبيباً غبياً لدية مفتاح لكى ندخل المنطقة المحظورة |
Bu hemen hemen kesin. yasak bölgede bir yerden geliyor. | Open Subtitles | و لكن الأمر المؤكد ، أنه قدم من مكان ما من المنطقة المحظورة |
Söyle bana, yasak bölgenin ötesinde başka bir orman var mı? | Open Subtitles | قل لي ، إن كانت هناك غابة أخرى خلف المنطقة المحظورة |
Oraya varmak için de yasak bölgeden geçmen gerekiyor. | Open Subtitles | ولتذهب إلى هناك، عليك عبور المنطقة المحظورة |
Efendim, Yasak Bölge ileride. | Open Subtitles | سيدي المنطقة المحظورة أمامك مباشرة |
Yasak Bölge: | Open Subtitles | المنطقة المحظورة: |
Ursus'la birlikte Yasak Bölge'ye. | Open Subtitles | -إلى المنطقة المحظورة ، مع (يورسس). |
Eğer bana seni seni yasak bölgeye sokanların ismini verirsen tüm bunlar senin olabilir. | Open Subtitles | إن أعطيتِني أسماء من أدخلك الى المنطقة المحظورة. |
Uyarı! yasak bölgeye izinsiz girdiniz. | Open Subtitles | إنذار ,أيها المواطن أنت تتعدي علي المنطقة المحظورة |
yasak bölgeye izinsiz girdiniz. Durun, yoksa ateş edeceğiz. | Open Subtitles | أنت تتعدي علي المنطقة المحظورة توقف ، أو سنطلق النار |
Siz yasak bölgeye mi gittiniz? | Open Subtitles | أني كنت هناك زرت المنطقة المحظورة ؟ |
Seni yasak bölgede bulduk, yerde kendinde kendinden geçmiş vaziyetteydin. | Open Subtitles | وجدناك فاقد للوعي على الأرضية في المنطقة المحظورة |
Dr. Zaius yasak bölgenin ötesinde başka bir orman olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | غابة أخرى من بعد المنطقة المحظورة كما يبدو ... |
Eve giderken yasak bölgeden öylece geçip gitmeyeceksiniz ahbap! | Open Subtitles | ... لكن الآن لن تمر من المنطقة المحظورة لتتوجه إلى منزلك |