Güneyden göçmenler gelir ve tundra kuşlar ve yavrularıyla yaşam dolar. | Open Subtitles | يبدأ المهاجرون في التوافد من الجنوب وتحيى التندرة فجأةً بالطيور والفراخ |
ABD'deki göçmenler futbolcu olsalar da olmasalar da, tehlikeli zeminde oynarlar. | TED | سواء كانوا لاعبي كرة القدم أو لا، يلعب المهاجرون إلى الولايات المتّحدة على أراضٍ خطرة. |
göçmenler eve para gönderir ama aynı zamanda yaşadıkları yerde büyük miktarda para biriktirirler. | TED | يرسل المهاجرون النقود إلى أوطانهم لكنهم يدخرون مبلغًا كبيرًا حيث يعيشون |
Anlayacağınız, ben bir göçmen çocuğu veya göçmen olan 84 milyon Amerikalı'dan biriyim. | TED | ترون، أنا واحدة من 84 مليون أمريكي الذين هم مهاجرون أو أطفال المهاجرون. |
Meksikalılar hakkındaki medya haberlerine o kadar dalıp gitmiştim ki, kafamda tek bir simge halini almışlardı; sefil göçmen. | TED | أدركت أنني كنت منغمسة بشدة في التغطية الإعلامية للمكسيكيين بحيث يتبادر شئ وحيد الى ذهني، المهاجرون الفقراء. |
Dearborn Arap, Lübnanlı ve Ortadoğulu insanlardan ilk göçmenlerin gelip yerleştikleri bir yer. | Open Subtitles | ديربورن هى المكان الذى أتى اليه المهاجرون الأوائل كاللبنانين والعراقيين هربا من صدام |
Kuzey kutbu çok uzaklardan göç alır. | Open Subtitles | المهاجرون ، يعودون للقطب الشمالي من كل مكان. |
Hâlâ yasa dışı göçmenlere liberallere, hemşireler hariç üniforma giyen kadınlara dayanamıyorum. | Open Subtitles | ما زلت لا أستطيع وقف المهاجرون الغير شرعيون أو التحرريون أو الجنديات ماعدا الممرضات |
19. yüzyıl boyunca, göçmenler ve kentsel siyasi oluşumlar oy verme kültürünün canlı kalmasını sağladı. | TED | خلال القرن التاسع عشر، ساعد المهاجرون وآلات السياسة المدنية في إشعال ثقافة التصويت. |
Şunu düşünün: göçmenler, özellikle siyahi ve Latin göçmenler, aslında Birleşik Devletler'e gelmeden önce daha sağlıklılardır. | TED | تأملوا هذا: المهاجرون خاصةً السود واللاتينيون، يتمتعون فى الحقيقة بصحة جيّدة حين وصولهم لأول مرة إلى الولايات المتحدة |
Meksika'da doğdum ama hayatımın yarısından çoğu ABD'de gazetecilik yaparak geçti, kendisi de göçmenler tarafından oluşturulmuş bir ülke. | TED | ولدت في المكسيك قضيت أكثر من نصف حياتي أعمل صحفي في أمريكا، دولةٌ أنشأها المهاجرون. |
Buradayım, zira Çinli göçmenler otuz kişi bir odada yaşıyorlar. | Open Subtitles | أنا هنا لذا المهاجرون الصينيون لا يجب أن يعيشوا 30 في غرفة |
Özellikle göçmenler, üstüne alınma, evlerini sıkça arıyorlar. | Open Subtitles | المهاجرون خصوصاً، لا مخالفةَ. هم يَستدعونَ دائماً البيت إلى مَنْ يُمارسُ الجنس معه. |
Hatalar yapılmış olabilir ama o göçmenler Çin'de kazanacaklarından daha fazla kazanıyorlar. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تقول لي بأن هؤلاء المهاجرون يجنون مالا أكثر مما يفعلونه في الصين |
Bazı yasa dışı göçmenler var... | Open Subtitles | المهاجرون من أوروبا الشرقية يثيرون الفوضى. |
göçmenler kurtarma görevlilerine sağ salim varabildikleri için müteşekkir. | Open Subtitles | المهاجرون يلوحون ويشكرون فرق الإنقاذ شاكرين لأنهم وصلوا بأمان |
göçmen işçilerin sezon sonunda gitmesinden bahsetmiyorum. | Open Subtitles | لا أَتحدّثُ عنه عندما العُمّال المهاجرون الإجازة في نهايةِ فصلِ الإلتِقاط. |
göçmen olan ya da olmayan bekarlar beni takdir ediyor. | Open Subtitles | المهاجرون العزاب , و ليس المهاجرين انهم يقدرونني |
Alman restoranlarında kaçak göçmen çalıştırmak genel bir durumdur. | Open Subtitles | أمر سائد في المطاعم الألمانية تعيين العمال المهاجرون |
Günümüz dünyasında göçmenlerin seyahat özgürlüğünden keyif aldıkları söylenemez. | TED | المهاجرون لا يتمتعون بحرية كبيرة في التنقل في عالمنا اليوم. |
Susamış gezginler Avrupa ve Afrika arasında göç ederken su içmek için geliyorlar, şah kartalları dahil. | Open Subtitles | و يأتي المهاجرون بين أوروبا و أفريقيا للشرب بما فيهم النسور الملكية |
Ben göçmenlere odaklanıyorum. | Open Subtitles | إنني أركز على المهاجرون |