| Önemli olan, görünüşe göre senin önemsemediğin, politik manevralar ve diplomasidir. | Open Subtitles | الشيء المهمّ هو دبلوماسية سياسة الجاسوسية |
| Bence Önemli olan şey işe geri dönebilmek. Seni zor duruma sokabilecek ne var dışarıda onu düşün. | Open Subtitles | برأيي المهمّ هو أن تفكّرا وتسألا نفسيكما عمّا قد يؤذيكما بعد |
| Evet ama Önemli olan denememiz... ve bunu doğru yaparsak, yakınlaşırız. | Open Subtitles | نعم ، ولكن المهمّ هو أن نحاول وعندما نفعل ذلك بالطريقة الصحيحة نصبح قريبين |
| Önemli olan O'nun yenidoğan ölümü davasını almasıydı. | Open Subtitles | الشيء المهمّ هو أنها قبلت بقضيّة وفيّات الأطفال الرضّع |
| Bu hükümetin bir komplosu olamaz, Önemli olan bu. | Open Subtitles | المهمّ هو أنّها ليست بعض المؤامرات الحكومية العملاقة. |
| Bak dinle, Önemli olan şu ki bir maçın var ve o, senin başının etini yiyor. | Open Subtitles | لكنّ , اسمع الأمر المهمّ هو انّه لديك مباراة , وهو يتوسّل إليك |
| Önemli olan şu ki, üç cinayetten sonra yöntemi benimsemeye başladı. | Open Subtitles | "الأمر المهمّ هو أنّه بعد ثلاث جرائم قتل بات يعتنق العمليّة" |
| İnsanlar hata yapabilir. Önemli olan hayatına devam etmenin bir yolunu bulmaktır. | Open Subtitles | الناس يخطئون المهمّ هو إيجاد طريقة للمضيّ قُدماً |
| Ama Önemli olan o şeyden dilek dileyebilmen. | Open Subtitles | لكنّ المهمّ هو أنّ بإمكان المرء أنْ يتمنّى عبرها |
| Ama Önemli olan o şeyden dilek dileyebilmen. | Open Subtitles | لكنّ المهمّ هو أنّ بإمكان المرء أنْ يتمنّى عبرها |
| - Kim olduğum önemli değil. Önemli olan, sana yardım etmeye gelmiş olmam. | Open Subtitles | ليس مهمّاً مَنْ أكون المهمّ هو وجودي هنا لمساعدتك |
| Önemli olan yanımda olmanız. Hayatım boyunca yanımdaydınız. | Open Subtitles | المهمّ هو أنّكما كنتما معي كنتما معي طيلة حياتي |
| Eminim pek çok sebebi vardır. Ama Önemli olan tek sebep şu: | Open Subtitles | متأكّدة من وجود أسباب عديدة، ولكن السبب الوحيد المهمّ هو هذا... |
| Önemli olan kendini daha iyi hissetmen. | Open Subtitles | الشّيء المهمّ هو أنّكَ تشعر بتحسّن. |
| Sen iyileşeceksin. Önemli olan bu. | Open Subtitles | الأمر المهمّ هو أنّك ستكون بخير |
| Mesajımı nasıl ulaştırdığım önemli değil. Önemli olan... | Open Subtitles | طريقة إيصال رسالتي إليكِ ليست مهمّة، وإنّما المهمّ هو... |
| Önemli olan yolda öğrendiklerimiz. | Open Subtitles | المهمّ هو ما نتعلّمه في طريقنا |
| Önemli olan sağlığın. | Open Subtitles | المهمّ هو صحتّكَ. |
| Asıl Önemli olan Lily'nin telefonunun vakitsiz ölümünden hemen sonra olanlardı. | Open Subtitles | المهمّ هو ما حدث بعد الموت السابق لأوانه لهاتف (ليلي) |
| Önemli olan, bunu Zelena'ya içirmenin bir yolunu bulman. | Open Subtitles | المهمّ هو أنْ تجدي وسيلة لتجعلي (زيلينا) تشرب هذا |