Bu gördükleriniz bu proje için çalışan zeki araştırmacılar, mühendisler ve tasarımcılar. | TED | كذلك هؤلاء هم العلماء المتألقون، المهندسون والمصممون الذين اشتغلوا على هذا المشروع. |
En az işi yapan mühendisler aldıklarından daha çok iyilik yapanlardı. | TED | المهندسون الأقل إنجازاً لعملهم هم من يقوموا بخدمات أكثر مما يتلقون |
Yüksek hızın görünmez dünyasına bakarak, mühendisler hayvanların çeşit çeşit sırlarını keşfediyorlar | Open Subtitles | بتفحص عالم السرعة العالية الخفي، اكتشف المهندسون البشريون نطاقاً من أسرار الحيوان |
mühendislerin, yaban arılarının uçamayacağını kanıtladığını duymuşsunuzdur. | TED | وربما قد سمعت كيف أثبت المهندسون أن النحل الطنان لا يستطيع الطيران. |
mimarlar daha çevreci, daha akıllı ve daha rahat binaları yapmayı zaten biliyorlar. | TED | يعرف المهندسون مسبقا كيف يبنون بنايات صديقة للبيئة أكثر ذكاء وأسهل في الاستخدام. |
Mühendislerim sorunun güç kaynağından kaynaklanabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | يخبرني المهندسون أنّ المشكلة بمصدر الطاقة. |
Bu işi her gün yapan mühendisler beceremiyor. | TED | المهندسون الذين يفعلون ذلك يومياً لا يمكنهم فعلها بسهولة. |
mühendisler ve bilimadamları sistemleri böyle incelemeyi severler. | TED | المهندسون يحبون أن ينظروا إلى أنظمة كهذه. |
15. kattaki mühendisler partikül makineleri üzerinde çalışmayı bıraktılar. | TED | أوقف المهندسون في الطابق الـ15 العمل على مصادم الجسيمات. |
mühendisler bu alanda harika bir yenilik ve maharete, ayrıca farklı modeller geliştirme yetisine sahip. | TED | يملك المهندسون مجالًا واسعًا للابتكار والإبداع، وتطوير أشكال مختلفة حول هذه الأنواع. |
Eğer mühendisler ve bilim adamları ilgilerini buna yoğunlaştırırlarsa... ...gezegeni nasıl etkileyebileceğimiz çok şaşırtıcı. | TED | و أنه إذا قام المهندسون و العلماء بالتركيز على هذا, إنه شىء مذهل كيف يمكننا أن نؤثر في الكوكب. |
Diğerleri ise ekmek kızartma makinesi ile, ve mühendisler bunun mekaniğini çizmeye bayılıyorlar. | TED | وثمة رسومات أخرى تركز على آلة تحميص الخبز، ويحب المهندسون رسم آلة تحميص الخبز بهذا الشكل. |
Ve sanırım, anlaşılır bir şekilde, mühendisler bu çekinceleri dikkate alıyor ve teknolojik çözümler araştırıyorlar. | TED | وأعتقد أن هذه الأمور مفهومة، ينظر المهندسون لهذه المخاوف كما يبحثون من أجل الحلول التقنية |
mühendisler zaten alüminyum, çelik ve plastiğin stres altında nasıl kırıldığını çok iyi biliyorlar. | TED | حسنٌ، المهندسون لديهم فهم مسبق جيد جداً لكيفية تكسر الألمنيوم والمعدن والبلاستيك تحت الضغط |
Ama 20. yüzyılın sonlarında mühendisler aktarımı daha ileriye taşıyacak bir yöntemde uzmanlaştılar. | TED | لكن في أواخر القرن العشرين، استحدث المهندسون طريقة أفضل للنقل |
mühendisler sonra, o prensipleri uçan araçlar tasarlamak için kullandı. | TED | ثم استخدم المهندسون تلك المبادئ لتصميم آلات الطيران. |
mühendisler uçakla geldiler ve tasarımcılar onlarla buluştu, ve sunumlarını bir araya getirdiler. | TED | طار المهندسون إلى المكان, و اجتمع معهم المصممون, و قاموا بوضع عروضهم. |
Bu, mühendislerin ışıldayan ağaçlar geliştirmeyi denemelerinin sebeplerinden biridir. | TED | و لهذا السبب يقوم المهندسون بمحاولة تنمية الأشجار التى تضيء حيويا. |
Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı'nda mühendislerin daha büyük bir telekop fikirleri vardı. | TED | المهندسون في مختبر لورانس ليفرمور الوطني كانت لديهم فكرة لتلسكوب أكبر |
mühendislerin bu su etkisi için arenayı nasıl doldurduğu hala bir gizem. | TED | لايزال لغزًا كيف المهندسون غمروا الحلبة لإعطاء هذا التأثير. |
mimarlar, biyologlar, tasarımcılar, madenciler, keçi çobanları, dahasını siz söyleyin. | TED | المهندسون المعماريون والبيولوجيون والمصممون وعمال المناجم ورعاة الأغنام، وغيرهم الكثير. |
Mühendislerim yakıt çubuklarındaki mühürlerin durumu hakkında endişeliler. | Open Subtitles | المهندسون معنيون بالأختام على قضبان الوقود |