masaların yarısını evin yakınında yarısını da havuz başına istiyorum. | Open Subtitles | أريد نصف الموائد قرابة المنزل والنصف الآخر قرابة حوض السباحة |
masaların üzerinde dans edeceğim, saçlarımı salacağım hatta lenslerimi bile takabilirim. | Open Subtitles | سأرقص على الموائد وسأرخي شعري حتى أني قد ارتدي العدسات اللاصقة من يدري؟ |
Burada yemek yiyip, çatal bıçağın kullanılışını öğrenmek, masada kendimi küçük düşürmemek için. | Open Subtitles | وتناول العشاء مثلا هنا لأتعلم كيفية استخدام الشوكة والسكين حتى لا اُسئ التصرف على الموائد |
Sehbalar hakkında, sehbanın üzerine konacak bir kitap. | Open Subtitles | أنا أصنع كتاب موائد عن الموائد |
Bir keresinde, bir şehir kulübünde masaları silme işini almıştım. | Open Subtitles | كنت أعمل فى تنظيف الموائد فى نادى المدينه |
Dostlarım, hırsızlıkları önlemek için masalar zemine sabitlenmiş olmalı. | Open Subtitles | الان يا اصدقاء كل الموائد يجب ان تكون ملتصقة بالارض لمنع السرقة |
Sonra biz kafeyi temizlerken, masalardan birinin altında başka bir gardenya bulduk. | Open Subtitles | و حين قمنا بتنظيف المقهى تحت إحدى الموائد عثرنا على جاردينيا أخرى |
O masaların birinden para kazandım. | Open Subtitles | لقد ربحت أموالاً على واحدة من هذه الموائد |
O masaların birisinden bayağı bir para kazanmıştım. | Open Subtitles | لقد ربحتُ أموالاً على إحدى هذه الموائد |
- Saat gibi. Umut edelim ki Big Boy beni, masaların altına bakmayı akıl edemeyecek kadar aptal sansın. | Open Subtitles | حسناً، لنأمل أن (بيغ بوي) سيظنني غبياً لأنظر أسفل الموائد |
Geleceği parlak Başkan Yardımcısı Edward Nelson'ın destekçileri çıkışlara koştu, masaların altına saklandı. | Open Subtitles | (أنصار نائب الرئيس (ادوارد نيلسون هربوا الى المخارج و اختبئوا تحت الموائد |
Sonra Frankie Nelson'a bir tane çakınca masaların üzerine uçtu. | Open Subtitles | اين الهاتف اللعين ؟ ( ثم لكمه ( فرانكى حتى انه طار فوق الموائد |
O masada çıldıranlar gördüm ve bazen, insanlar kontrollerini kaybederler. | Open Subtitles | ..رأيت جنونتلك الموائد. وأحياناً يفقد الناس السيطرة. |
O masada çıldıranlar gördüm ve bazen, insanlar kontrollerini kaybederler. | Open Subtitles | ..رأيت جنونتلك الموائد. وأحياناً يفقد الناس السيطرة. |
Çünkü böyle masada yer kalmıyor. | Open Subtitles | لأن هذا يؤثر على مساحة الموائد المتاحة لنا. |
Sehbalar hakkında, sehbaya konacak bir kitap. | Open Subtitles | عن الموائد، على الموائد |
Şimdi kadehleri ve tabakları dolduruyorum ve arabaya masaları koydum. | Open Subtitles | سأقوم بتحميل الكؤوس و الأطباق الآن سبق و حملت الموائد في العربة |
Biliyorsunuz, bir çok restoran insanların masaları çalmasından dolayı iflas ediyor. | Open Subtitles | انتم تعرفون؟ معظم المطاعم تفلس لان الناس يسرقون الموائد |
Üzerinde sayılar olan masaları merak ettim. | Open Subtitles | يثير فضولي الموائد التي تحتوي الأرقام |
Bütün bu masalar sadece iki kişilik. | Open Subtitles | كل هذه الموائد لشخصين من الناس |
Onların parası masalardan... parmaklıkların arkasındaki kasalarımıza... kumarhanenin en kutsal odasına akar. | Open Subtitles | و اموالهم تتدفق من الموائد إلى صناديقنا عن طريق الخزينة إلى أكثر الحجرات قدسيةً في الكازينو |