Yeni hasta baskülü, bayan çalışanları bir şey konusunda saplantılı hale getirmişti: | Open Subtitles | ميزان المريض الجديد جعل كل الموظفات الإناث يتوجسون من شيء واحد |
Hastanedeki tüm kadın çalışanları toplayıp kadın sağlığı üzerine bir forum başlatabiliriz. | Open Subtitles | يُمكننا جمع كل الموظفات الإناث في المستشفى، ويُمكننا إقامة منتدى يناقش صحة المرأة. |
Sanırım termoslardan birini hazırlarken başka bir çalışanla konuşuyordum. | Open Subtitles | أعتقد أنّني كنتُ أتحدث إلى أحد الموظفات عندما كنتُ أعدّ واحداً من خزانات الحفظ. |
Sebep bir çalışanla müşteri arasındaki cinsel taciz meselesine benziyor. | Open Subtitles | نعم يبدو أن هناك تحرش جنسي بين الزبون وأحدى الموظفات . |
Diğer sekreterlerden size bakmalarını isteyeceğim, belki akşam yemeği istersiniz. | Open Subtitles | سأطلب من إحدى الموظفات أن تهتم بك، تطلب عشاءك لو أردت. |
sekreterlerden birisi için. | Open Subtitles | إنه من أجل احدى الموظفات لدينا |
Sonra da zevki için kullandığı çalışanların yanına terk etti beni. | Open Subtitles | ثم ألقى بي على كومة مع باقي الموظفات اللاتي يستخدمهن لمتعته. |
Akvaryumun bayan çalışanları Yeongdeung'ta yakışıklı bir dedektif var sandı. | Open Subtitles | مهلا! يعتقد الموظفات في حوض الأسماك أن شرطة يونغ دونغ لديها مثل ذلك المحق الوسيم |
"Kadın çalışanları taciz ediyor" | Open Subtitles | لأنه يشتّت الموظفات" |
Evet, sekreterlerden birisi. | Open Subtitles | أجل، أجل احدى الموظفات |
"Senatör Hazelton, zampara ihtiyarın teki kadın çalışanlarını terfi etmekten ziyade taciz etmeyi seviyor." | Open Subtitles | السيناتور (هزلتون) هو عجوز فاسق يقوم بتلمس الموظفات حتى يعطيهن الترقيات |
Kadın çalışanların açık ayakkabı giyemeyeceğine karar vermelerinden daha kötü bir karar! | Open Subtitles | هذا حتى أسوأ من قرارهم عندما منعوا الموظفات النساء من لبس الأحذية مفتوحة الاصابع |
Ayrıca artık bayan çalışanların götlerine şaplak atmak yasak. | Open Subtitles | و من الآن و صاعداً إنه ضدد القانون بأن يربّت على أرداف الموظفات |